Toplumsal Baskılara Karşı Güçlenmek İçin Ben Ne Yapıyorum?

Kadınlar olarak yüzyıllardır belirli cinsiyet rolleriyle, normlarla, beklentilerle şekillendirmeye maruz bırakılıyoruz. Kimliklerimizi keşfetme yolculuğumuzda sorunlarla karşılaşıyoruz, bu sorunların makro boyutta olmasına gerek de yok üstelik. Gündelik yaşam içerisinde ziyadesiyle problemle karşılaşıyoruz.

Arkadaşlarımla oturduğumuz masada eğer ki film, kitap, sergi gibi konuları konuşmuyorsak muhakkak yaşadığımız problemler üzerine tartışıyoruz. Bu arada masanın yaş dağılımı 26-34 arası değişiyor. İş yerinde kendimizi görünür kılma mücadelesi, ebeveynlerin beklentileri, ikili ilişkilerde kendini keşfetme süreci, yerine göre davranma rehberi derken birçok rolün üzerimize atfedildiği apaçık ortada oluyor. Kendi çevremizi bizi anlayan ve gelişme sürecimizde besleyip, destekleyecek kişilerden oluşturmaya çabalasak da “toplum baskısı” sanıyorum ki bitmiyor. “Bu baskıları nasıl alt edebiliriz?” sorusunun cevabını henüz ben de tam bilmesem de üzerine düşündüğüm yanıtları sıraladım.

“Hayır” demek genel itibariyle olumsuz algılanıyor ancak bireyin sınırlarını koruma noktasında ilk adımı oluşturuyor. Hayır demenizin altındaki sebepleri açıkladıktan sonra, karşınızdaki insan eğer düşünceli bir kişiyse sizi anlayacaktır. Kendi önceliklerinizi belirleyin, unutmayın istemediklerinizi yapmak zorunda değilsiniz.

Ruh sağlığınızın güçlü olması hayatın her alanında işinizi kolaylaştıracaktır. Baskılarla uğraşmak ne de olsa hoş bir durum değil. Bu baskılar sizi depresyona sürükleyebilir, üzerinizde fazladan stres yaratabilir ya da endişeye sebep olabilir. Bu süreçte alacağınız psikolojik destek size iyi gelecektir. Terapi ile bir yandan hissettiğiniz baskıya yönelik aksiyon alırken, bir yandan da kendinizi tanıma süreci içerisinde olabilirsiniz.

Kendinizi keşfetme sürecinde sizi destekleyen insanların yanınızda olması paha biçilemez. Arkadaşlarınız, aileniz, ilişkiniz sizi destekliyorsa gerçekten şanslısınızdır. Ayrıca kadın dayanışma gruplarına katılabilir, benzer durumları yaşayan kişiler ile deneyimlerinizi paylaşabilir ve yalnız olmadığınızı hissedebilirsiniz.

Kendi tutkularınızın ne olduğunu keşfetmek ve onlar için uğraşmak toplumsal rollerden sıyrılmanın bir yoludur. Daha önceden denemediğiniz hobiler, eğitimler, atölyeler kendinizi keşfetme sürecinde destek olacaktır. Örneğin dans dersine gittiğinizi düşünün, dans ederken bedeninizi de keşfedeceksiniz.

Kendinizi anlamak için günlük yaşamdan ve sosyal medyadan uzaklaşmak bir müddet iyi gelebilir. Maruz kaldığınız konuları düşünmek ve farkında olmadan omuzlarınızda yük ettiğiniz yoğunlukları azaltmak için kendinizle zaman geçirin. Doğa yürüyüşleri yapabilir, meditasyona başlayabilir, sinemaya gidebilir ya da kendinizle ne yapmayı seviyorsanız o aktiviteleri yapabilirsiniz.

Kendimize özgü oluşturduğumuz savunma yöntemleri bulunuyor. Toplum baskısına karşı özgürleşme ve potansiyelimizi keşfetme yolculuğumuzda yalnız değil, hep beraber çok güzeliz.