Rengarenk ve Enerjik: Dövme Sanatçısı Pelin Danabaş

Dövme, geçmişte marjinal kesimle ilişkilendirilirken ve özellikle Türkiye’de pek tercih edilmezken, nasıl oldu da günümüzde yaygın bir sanat formu ve kişisel ifade aracı hâline geldi? Bu dönüşüm, toplumdaki algı değişimiyle birlikte dövme sanatının gelişiminin bir yansıması. Bu dönüşümde kadın sanatçı etkisinin, diğer birçok alanda olduğu gibi, önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum.
Kadın dövme sanatçıları sektöre farklı bakış açıları, özgün dokunuşlar ve algı biçimleri getirerek tasarım anlayışlarını, müşteriyle kurdukları empatik iletişimi ve mekân atmosferini renklendiriyorlar. Ancak, bu değişimi yönlendiren asıl unsurun sanatın kendisi ve özgün bakış açılarına sahip her insan olduğunu da söyleyebilirim.
Kendi stüdyom Boon Tattoo’da, ekip arkadaşlarımla birlikte destekleyici bir ortam oluşturuyor ve sanatımızı insanlarla güçlü bağlar kurarak icra ediyoruz. Bu noktada yeni insanlara ulaşmak için sosyal medyaya çok önem veriyoruz.
Yeni insanlarla tanışmak ve ömür boyu yanlarından ayırmayacakları sanatımı işlemek bana ilham veriyor!
Sosyal medya kullanmak işimizin görünürlüğü ve bilinirliği için çok önemli. Her gün tanımadığımız birçok insan ile fikir alışverişine giriyoruz. Bu çok değerli ve önemli olsa da zaman zaman üzücü ve motivasyon düşürücü olabiliyor. Görünür olmanın, sanatın önüne geçen kişisel yorumlarla karşılaşmaya neden olduğunu gözlemliyorum. Birçok kadın meslektaşım da maalesef bu sorunu yaşıyor. Bu noktada, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sanat alanında dahi kendini hissettirdiğini söylemek yanlış olmaz.
Sanatımı icra ederken, benim için en önemli olan şey, iyi bir sanatçı ve insan olmak, üretmek ve ilham toplayabilmek. Sanatımı tutkuyla yapmaya ve kendi yolumu çizmeye devam ediyorum. Dövme seanslarım genellikle güzel enerjiler ve keyifli sohbetlerle geçiyor. Müşterilerimle yaptığımız sohbetler bazen öyle akıcı ve öğretici oluyor ki, eve döndüğümde enerjimin yükselmesi bir yana, yaptığım diğer işler de daha keyifli hâle geliyor. Birine dövme yapmak ve o kişinin, sanatımı ve tasarımımı ömür boyu taşıyor olması, mesleğimin ne kadar özel olduğunu hissettiriyor. Sosyal medyadan bazen, “Videolarınızdaki enerjiyi kendime yakın hissettim, o yüzden size mesaj attım.” ya da “Tasarımlarınızı çok sevdim.” gibi mesajlar alıyorum. Bu mesajlar motivasyonumu çok ileri taşıyor ve çok mutlu ediyor.
Tabii, dövme yapmak işin sadece görünen kısmı. Arka planda tasarım süreci, sosyal medya yönetimi, maillere ve mesajlara cevap vermek, fotoğraf çekimi ve düzenlemesi, video editleri, reklamlarla ilgilenmek ve müşterilerle görüşmeler yapmak gibi birçok görünmeyen emek var. Ayrıca, stüdyonun düzeni, hijyenin sağlanması ve malzeme eksiklerinin takibi ile ekip arkadaşlarıma destek olabilmek, bu süreci en iyi geçirmek için en önemli parçalar. Bütün bunları gerçekten severek yapmadan bu işi sürdürebilmek zor. Hatta ben dövme sanatçısı olmayı, birden fazla alanı olan holding yönetmeye benzetiyorum.
Bu kadar yoğun bir tempoda motivasyonu korumak zor olsa da, birlikte çalıştığım herkes ve müşterilerim, bu mesleğe duyduğum sevgiyi bana sürekli hatırlatıyor. Mesleğini çok seven ve bir hobi gibi yapan biri olarak, bu işi yapmak, yani bu holdingi yönetmek, yeni insanlarla tanışmak, günlerimi onlarla paylaşmak ve ömür boyu yanlarından ayırmayacakları sanatımı işlemek bana ilham veriyor!