Main_KV1_970x250.gif

Badass Fitness Koçu Kadınlar

Çoğunluğu erkeklerin oluşturduğu spor salonunda kadın olmak nasıl bir his?

YAZAR: Bahar Ekinci Akçaoğlu
badass-kadin-fitness-koclari-1
dusanpetkovic | Freepik

Bir Brazillian Butt dersinin (evet böyle bir ders var ve bir harika) soğuması sırasında beni çevreleyen 10 kadar kadın ve Gülçin hocama baktığımda kafamda deli sorular belirdi. Hiçbirinin cevabı basit değildi. Çoğunluğu erkeklerin oluşturduğu bu spor salonunda hocam acaba ne tür engellerle karşılaşmıştı? Yıllardır burada gördüğüm tek kadın olmasını neye borçluydu? Tüm bu sorular beni ele geçirirken bir yerlerde bu konu hakkında beni aydınlatacak daha fazla kadın olması gerektiğini düşündüm.

Bu hikâyenin çıkma nedeni Gülçin Baki, yıllarca çok büyük keyifle çalıştığım Gamze Demiralp Tosun ve sosyal medyadan takip ettiğim Deniz Işık, sorularıma cevap oldular.

Gülçin Baki 13 kişilik koç takımından oluşan Mac Göktürk’te çok uzun süre salondaki tek kadın unvanına sahipti. Bugün salonda sadece iki kadın koç var.

Gamze Demiralp Tosun, sıra dışı bir salon olan Mugenhous’un, özgüvenli ve bir o kadar da bilgili kurucularından biri. İki küçük erkek çocuğuyla, gördüğüm en güçlü kadınlardan.

Deniz Işık ise sosyal medyada gözlerimi alamadığım kişiler arasında. CrossFit Alsancak salonunun kurucularından. Bir genç erkek annesi olan Deniz Işık’ın başardıkları başka hiçbir kadınınkine benzemiyor.

Okyanusun dibinde birkaç cm’lik kaymayı tsunamiye çevirecek kadınların hikayelerini duyurmanın peşindeyim. Sesimizi çıkartmak ve önemli bir değişim dalgasının parçası gibi hissetmek için. Fitness sektöründeki antrenörlerin ezici bir çoğunluğu erkekti. Son 20 yılda, sektördeki kadın sayısı önemli bir artış gösterse de sayılar hala yeterli değil. Bu sektörün kadınlarının sıkıntıları neler, fena halde “badass” üç kadın koça sorduk.

 

Neden koç olmayı tercih ettiniz?

Deniz Işık: Çocukluğumdan beri spor yapmak en zevk aldığım ve beni en mutlu hissettiren şeydi. Hani dersleri hep çok iyi olan öğrenciler vardır ya işte ben de onlardan biriydim. Dolayısıyla beni hep spordan uzaklaştırıp sınavlara yönlendirdiler ama büyüyüp aklım başıma gelince “Hayır, bu değil benim istediğim. Ben işimin arasına sporu sıkıştırmak değil işimin spor olmasını istiyorum.” dedim. Mesleğim antrenörlük olursa sporun günlük hayatımın merkezinde olacağını bildiğimden bu serüvene başladım. Kendi evimin alt katında küçücük bir stüdyoyla başladığım bu yolculuk eşimin Amerika ziyaretinde CrossFit salonlarını gezmesiyle bambaşka bir hal aldı. 2014’te açtığımız CrossFit Alsancak ile devam ediyor.

Gülçin Baki: Koç olmak benim için bir hayaldi. İnsanlara her zaman yardım etmeyi seven bir kişiliğim var. Ben spora başladığımda arkamda bir destekçim veya beni güçlendirecek birisi yoktu. Tüm yolları tek başıma yürüdüm. Arkamda mutlaka gerçek bir koç isterdim ancak olmadı. Bu durumu kimse yaşamasın, herkes öğrenmek istediğini kolaylıkla öğrenebilsin diye bir koç olmayı hedefledim.

Gamze Demiralp Tosun: Aslında çocukluğumdan beri tek bildiğim buydu. Sporla iç içe büyüdüm ben. Abim, babam, dedem herkes sporcuydu. Ben de spor aşığı bir kız çocuğuydum. Çocuklar aileleri tarafından neye yönlendiriliyorlarsa ona gidiyorlar. Kız çocukları aslında genelde baleyle başlar. İnanış genelde kızlara bunun yakıştığıdır. Onlar hayata sporla başlamaz. Spor dediğin erkek işidir. Böyle bakılıyor. Ama benim ailemde durum farklıydı, ben şanslıydım. Spora başlamanın tamamen aile temelli olduğunu düşünüyorum. Her branşı denedim. Kısacası başka hiçbir iş hayal etmedim. Bildiğim en güzel şey buydu. Altın bileziğim bu benim.

 

Bulunduğunuz iş yerinde çok sayıda kadın koç var mı?

D.I : Uzun yıllar ben tek kadın antrenördüm. Son 3 senedir aramızda yetişen öğrenci çok tatlı bir kadın koçumuz daha var.

G.B: Şu an çalıştığım ortamda uzun zaman tek kadın eğitmen olarak görev aldım. Şimdi bir kadın eğitmen arkadaşımla beraber 2 kadın eğitmen 11 erkek eğitmen olarak kulübümüzde yer alıyoruz.

G.D.T: Şu anda 2 tane var. Bakış açımıza rağmen kadın antrenörümüz hep çok azdı. Çok uzun yıllar tek başımaydım. Kadın antrenör bulmakta da çok zorlanıyoruz.

 

Genel olarak erkeklerin egemen olduğu bu meslekte kadın koç olmanın zorlukları olduğunu düşünüyor musunuz?

G.B: Evet düşünüyorum. Erkekler kadın eğitmenden ders almak istemiyor çünkü “bir kadın hoca bana ne kadar yardımcı olabilir ki” düşüncesine giriyor. Eğitmenlik sürecimde erkek üyelerle de kadın üyelerle de hedef doğrultusunda çalışıyorum ve bu algıyı tabii ki de kırıyorum. Kadın koç olmanın zorluğunu hiç yaşamadım çünkü geçmişime ve tecrübeme her zaman güvendim. Bir kadının fitness veya bodybuilding yapması çok erkeksi görülüyor ve kimi zaman gereksiz bulunuyor. Bir kadının tüm spor dallarını istediği zaman istediği koşulda yapabileceğini 21. yüzyılda artık konuşmamamız gerek.

G.D.T: Yaşlıları ve çocukları geçiyorum, kadınların katılımını sağlamak bu alandaki en büyük engellerden biri. Gym’lerde erkek nüfus daha fazla olduğu için kadınlar kendilerini güvende hissetmiyorlar. Biz özellikle bunun üzerine gittik. Sosyal medya paylaşımlarımızın ezici bir çoğunluğunda ilham olmak için kadınlara odaklandık. Biz salon olarak bulunduğumuz yerin demografisinden dolayı şanslı sayılırdık ama sektör için en büyük engellerden biri bu.

 

Sadece kadın olduğunuz için kendinizi kanıtlamanız gerektiğini düşünüyor musunuz?

D.I: Evet kesinlikle. Benim gibi kadın koçların kendini hem eğitimsel hem de fiziki anlamda kanıtlaması gerekiyor. Bahsettiğim fiziki kısım görselden ibaret değil, fiziksel performans anlamında bir aktiflikten bahsediyorum. Kimine göre bu bir yarış mücadelesine katılmak olur kimine göre disiplinli bir şekilde antrenman düzenine sahip olmak. Kanıtlanması gereken sonuçta başarıdır. İnsanların hayatına dokunmak, pozitif katkıda bulunmak, kimine yol göstermek, kimine örnek olmak, kimine destek olmak, kimine öğretmek… Bunların hepsi başarıdır.

G.D.T: Sektör olarak değil ama kadın olarak erkeklere oranla daha fazla şey kanıtlamam gerektiğine hep inandım. Farklı bir sektörde de olsam daha fazla çalışacaktım hep.

 

En büyük başarılarınızın neler olduğunu düşünüyorsunuz?

D.I: En büyük başarım sanırım CrossFit Alsancak. 2014’ten bugüne binlerce insanın hayatına dokunduk. Bir de Alsancak Team Series adında planlaması bana ait olan bir yarışmamız var. Onun için de başarı diyebilirim. Ama en büyük başarım çok güzel bir evlat yetiştirmek oldu.

G.D.T: İşletme sahibi olarak bakarsak tabii ki Mugenhous. Ama bir kadın olarak bakarsak çok fazla kadına örnek ve ilham olduğuma inanıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. 

 

Hayalinizde nasıl bir spor dünyası var?

D.I: Hayalimde çocukların erken okul dönemlerinden itibaren sporla iç içe oldukları, toplumsal olarak spor kültürünün geliştiği bir ülke var. Sokakta spor yapan yaşlı, genç, kadın, çocuk gördüğümüz bir toplum hayalim var. Keşke kadın erkek ayrımı olmadan spora yüksek değer veren bir ülkemiz olsaydı. Toplum bilinci küçük yaşlarda verilen eğitimle şekilleniyor. O yüzden tek hayalim ülkemizin eğitim sisteminin yükselmesi. 

G.D.T: Sporun artık lüks olmaktan çıkması benim en büyük temennim. Salonda alınan bir ders ücretinin hesaplanmadığı bir dünya var hayalimde. Salonun, sporun tercih edildiği bir dünya. Sporun kilo alıp vermek değil hayat tarzına dönüştüğü bir dünya.

PHOTO-2024-07-11-18-27-17.jpg
Bahar Ekinci Akçaoğlu
Spor yazarı
Spor yazarı