Podcast Evreninde Bir Kadın Sesi: Deniz Özturhan

Deniz Özturhan’ın sesi tanıdık; çünkü anlatmayı, dinlemeyi ve düşündürmeyi seviyor. Olumlu Dünya podcast’iyle iç sesimize kulak verirken, onun da kendi iç yolculuğuna tanıklık ediyoruz. Bu röportajda podcast’e başlama hikâyesinden üretim sürecine, mikrofonun başındaki gerçek "Deniz"e kadar her şeyi konuştuk.
Podcast dünyasına adım atma sürecin nasıl gelişti?
Podcast yayıncılığı kanımda varmış diyebilirim. Annem emekli bir TRT radyosu prodüktörü, babam emekli turist rehberi. Bir şeyler anlatarak insanların ilgisini çekmek, Türkçeyi doğru kullanmak ve evde daima radyo dinlemek benim çocukluktan edindiğim alışkanlıklar. Olumlu Dünya podcasti öncesinde bir de Kaan Sezyum'la 2 sene Radyo Eksen'de Saygıdeğer eşim programını yaptık. Akabinde 2020'de pandemi öncesi Podbee medyanın kurucusu Candost'la yollarımız, yine çocukluk arkadaşım Tülin Özen sayesinde kesişti. Pandemi dönemi başladığında ise, koşullar tam olarak oluşmuştu. "Delirmemek için bir rehber" olan Olumlu Dünya'yı kaydetmeye başladık.
Mikrofonun başında en çok hangi “sen”i görüyorsun? Hikâye anlatıcısını mı, iç sesini mi, başka birini mi?
Olumlu Dünya'da bence Deniz Özturhan'ın tüm kimlikleri ara ara boy gösteriyor. Bazen standupçı-sahne insanı Deniz çıkıp şakalar yapıyor, dev kahkahalar atıyor. Bazen içindeki çocuğu büyütmek, sarıp sarmalamak için senelerce kişisel gelişmiş, yoga hocalığı almış, meditasyonlar yapmış empatisi yüksek bir Deniz, "yaşadığımız acıların içinden nasıl geçeriz"i araştırıyor. Bazen üniversitede siyaset bilimi eğitimi almış Deniz, politik bilinç esip gürlemeleri yaşıyor. İç sesim, sorumluluk bilincim, hayata duyduğum aşk ve korku, hepsi bu anlatının içinde mevcut.
Dinleyici kitlenle nasıl bir bağ kuruyorsun? Gelen geri bildirimler içeriklerini etkiliyor mu?
Olumlu Dünya içeriği itibariyle dinleyicinin iç dünyasına ve sesine çok kulak kabartan, ondan beslenen ve onunla karşılaştığında sarılan bir podcast. İnsanı insana anlatmak amacıyla, hepimizi, iyimizle, kötümüzle, salaklığımız ve erdemlerimizle dinleti haline getiriyorum. Özetle bağımız çok gönülden, tatlı sert.
Sence iyi bir podcast’i iyi yapan şeyler nelerdir?
- Dilin doğru ve mümkünse iyi kullanılması.
- Dinleyiciye alan açması
- Hareket halindeyken sıkılmadan dinlenebilmesi
Kayda girmeden önce seni moda sokan küçük bir ritüelin var mı?
Bölümün içeriğine göre değişen, ruh halini destekleyici ufak ritüellerim var. Eğlenceli, gezili bir bölüm kaydediyorsam, o gezi esnasında dinlediğim şarkılarla dans ediyorum. Konumuz daha ciddi ise, kendimle ve dinleyicimle empati yapmayı kolaylaştıracak bir meditasyona oturuyorum. Sonra ılık zencefilli limonlu çay ve kayıt…
Podcast üretim sürecini merak edenler, yeni başlamak isteyenler için vereceğin en önemli tavsiye ne olur?
Kişinin anlatacak bir hikayesi, diyecek bir sözü varsa, önüne kaliteli bir mikrofon koymak dışında çok da bi tavsiyeye gerek yok bence. Her içeriğin az ya da çok, kendi dinleyicisi, alıcısı olan bir çağdayız. Ben üretim sürecinde, kayda girmeden, metin yazarlığımın verdiği yetkiye dayanarak bütün bölümü yazıyorum. Herkes bu şekilde çalışmak zorunda değil. Ama ön çalışma her yaratıcı iş için elzemdir ve bazı ön çalışmalar yıllarca sürebilir. Bunu akılda tutmakta fayda var. Kolay gelsin!