Kedi Annesi Olmak: Minimum Efor, Maksimum Verim

Kedi annesi olmak… Benim olup olabileceğim yegâne annelik türü. Hem bakım veren rütbesi aldığım hem de kendimden asgarî düzeyde vazgeçtiğim şahane bir konsept!
Neden Kedolar?
Ben doğum yapmaktan inanılmaz korkuyorum. Kedileri favorim yapan da tarafımdan doğurulmuyor olmaları. Çocuklar çok masum, tertemiz, bembeyaz birer sayfa. Ve anne olunca üstlerine ne yazık ki tükenmez kalemle yazıyorsunuz. Ben berbat bir insan yetiştirmekten de doğumla eşit derecede korkuyorum. Ayrıca annesinden şikâyet etmeyen kimseyi tanımıyorum. Bu sebeple anladım ki kötü anne olmamanın en kolay yolu; anne olmamak. Ama siz de benim gibi “Ben artık 30 yaşıma geldim, elaleme ‘Ay bu da çok yalnız’ dedirtmem, evde ses de olsun (ama çok da olmasın)” diyorsanız seçin kedinizi, oyuna başlayalım.
Hayır Teyze, Kısır Değilim
Arkadaşlarımın yarısı evli ve çocuklu, kalan yarısı da bekar ve kedili. Eğer ikinci gruptaysanız tanıdığınız tanımadığınız herkese bir açıklama borçlusunuz. Bazen yalnızca üç dakika önce tanıştığınız birine neden çocuğunuz olmadığını açıklarken bulursunuz kendinizi! Ayrıca fiziksel bir engeliniz yoksa çocuk için "İstemiyorum" geçerli bir yanıt olarak kabul edilmiyor. Sizi hiç tanımayan bu manyak yabancıların yaptığı bir araştırmaya göre sonuçlar şöyle: İstiyorsunuz!!! Sadece henüz farkında değilsiniz…
Kedi Üst Limiti
Toplumun erkekler tarafında da konunun farklı bir ayağı tartışmaya açılıyor. Biliyorsunuz, kadınların akıl sağlığını ölçmek için erkeklerin kullandığı çeşitli parametreler var. Bunlardan en güvenilir ve kesin sonuç vereni ise kadının sahip olduğu kedi sayısı! Bir kedi kadını sevimli yapar. İki kedi varsa tehlike çanları çalıyor!
Üç kedi mi? Dikkat, karşınızda aşırı tehlikeli bir deli var! Eğer bu birbirinden şahane erkeklerden birini hayatınızda istiyorsanız, beslediğiniz kedi sayısına dikkat etseniz iyi olur…
Ne Olacaksa Olsun
Cevaplanacak tüm sorulara ve saçmalıklara göğüs germeye hazırsanız hoşgeldiniz tüy ve tırmık dolu dünyamıza! Öncelikle şunu bilmenizde fayda var; evinizdeki bu kişi (kediniz bir kişidir), size nadiren iyi davranacak. Bu sebeple iyi muamele gördüğünüzde kendinizi çok özel hissedeceksiniz. Laubalilik: Yok. Kabul ve onay (arada sırada): Var. Win-win yani. Kimsenin kimseye hiçbir şey borçlu olmadığı muhteşem bir ilişki bu…
Bonus: Başkalarını hiç sevmeyecek birinin dünyada sevdiği tek kişi olmak… Bu başka hangi ikili ilişkide mümkün?
Yaşlanınca Ne Olacak?
Çocuğun en az konuşulan ama en temel yapılma motivasyonu, yaşlanınca kendisini doğuran kişiyi araması, düzenli ziyaret etmesi, ihtiyaçlarını gidermesi, kısaca bakım veren rolünün değişmesi. Kedilerden bu tarz bir randıman ne yazık ki alamıyoruz (henüz). Ancak bu eksiği örtmenin de bir yolu var elbet.
Çocuğa yapılacak masrafın binde birini yaşlılıkta bakıcı parası olacak şekilde bir kenarda tutuyoruz. Böylelikle hem hayatımızı keyifle sürdürüyor hem de huysuzluklarımızı kan bağımız olmayan birine, ücreti karşılığında yapıyoruz!
Şimdi kucaklarda bir sürü kedi, akıllarda tek bir soru: Kedim, öldüğümde beni yer mi? Yani… Olabilir, bilmiyorum. Kimse adına konuşmak istemem. Ama yiyiversin hayvan ne olur? Artık ölmüşüz, bitmiş. Çocuklar insanı daha hayattayken yiyip bitirmiyor mu sanki?