Mutlaka İzlemeniz Gereken Yeni Yapımlar

Dizi ve film izlemek, ruh halinizi yükseltmek için harika bir yol. Bu hafta, sizin için özel olarak derlediğimiz önerilerle karşınızdayız. Aksiyon dolu sahnelerden tutun, duygusal anlara kadar her zevke uygun bir şeyler var. İster tek başınıza bir maraton yapın, ister arkadaşlarınızla keyifli bir akşam geçirmek için tercih edin, bu içerikler sizi ekran başına kilitleyecek. 

Netflix'in sevilen dizisi Mezarlık, 2. sezonuyla izleyiciyi yeniden gerilim dolu bir yolculuğa davet ediyor. Başrollerini Birce Akalay ve Olgun Toker’in paylaştığı dizide, Özel Suçlar Birimi bu kez daha karmaşık ve tehlikeli vakalarla karşı karşıya. Sekiz bölümden oluşan yeni sezonda, suçluların izini sürerken ortaya çıkan şok edici gerçekler ve karakterlerin kişisel mücadeleleri, adalet arayışını daha da derinleştiriyor. Yönetmenliğini Abdullah Oğuz ve Ömer Baykul'un üstlendiği Mezarlık, güçlü senaryosu ve çarpıcı olay örgüsüyle sezon boyunca tempoyu düşürmüyor. 

Alien: Romulus, Alien evrenine taze bir soluk getirirken, klasik bilim kurgu-korku öğelerini modern bir anlatımla buluşturuyor. Terk edilmiş bir uzay istasyonunda değerli bir şey bulma umuduyla keşfe çıkan genç bir sömürgeci ekibi, bilmedikleri çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya kalır. Başlangıçta sessiz ve ıssız görünen bu istasyon, kısa sürede evrenin en ölümcül yaratığına ev sahipliği yaptığını kanıtlar. Hayatta kalmak için verdikleri mücadele, klostrofobik atmosferi, gerilim dozu yüksek sahneleri ve kaçınılmaz korku unsurlarıyla izleyiciyi içine çekiyor.

Baylen Out Loud, ağır Tourette sendromuyla yaşayan genç bir kadın olan Baylen Dupree'nin hayatını mercek altına alıyor. West Virginia'da ailesiyle birlikte yaşayan Baylen, günlük yaşamında karşılaştığı zorluklarla mücadele ederken aynı zamanda bağımsız olmanın yollarını arıyor. Dizinin samimi ve dokunaklı anlatımı, Baylen'in azmi ve ailesinin desteğiyle şekillenen bu zorlu ama ilham verici yolculuğu ekrana taşıyor. İçten ve gerçekçi bir dille anlatılan Baylen Out Loud, izleyicilere hem mücadeleyi hem de umudu aynı anda hissettiriyor. 

The Holdovers, tatil ruhunu çok daha derin ve samimi bir şekilde yakalayan, duygusal ve mizahi bir hikaye sunuyor. Alexander Payne’in son filminde, huysuz ve disiplinli bir öğretmen (Paul Giamatti), Noel tatilinde ailesine gidemeyen bir grup öğrenciyle okulda kalmak zorunda kalıyor. Başlarda zoraki bir görev gibi başlayan bu süreç, özellikle zeki ama baş belası bir öğrenci (Dominic Sessa) ve oğlunu Vietnam'da kaybetmiş okul aşçısı (Da’Vine Joy Randolph) ile beklenmedik bir bağ kurdukça bambaşka bir hal alıyor.

The Americas, Tom Hanks’in anlatımıyla Amerika kıtasının doğal güzelliklerini gözler önüne seriyor. Ancak belgesel, etkileyici görüntüler ve detaylı çekimlerle dolu olmasına rağmen, iklim krizini tamamen görmezden geliyor. 180’den fazla keşif gezisi ve beş yıllık bir emeğin ürünü olan bu yapım, yaban hayatını büyüleyici bir dille anlatıyor ama doğaya insan etkisine dair tek bir kelime bile etmiyor. Görsel açıdan etkileyici olsa da, böylesine büyük bir sorunun yok sayılması belgeselin derinliğini sorgulatıyor.

Superman serisi yeniden bizlerle. Çizgi roman dünyasının en ikonik kahramanını beyaz perdeye taşıyan ve yıllar geçse de etkisini kaybetmeyen bir klasik. Metropolis’in gökyüzünde süzülen kırmızı pelerini, adalet arayışı ve insanlık için verdiği mücadeleyle Superman, sadece bir süper kahraman değil, aynı zamanda umut ve cesaretin simgesi. Yeniden izlemek ya da bu efsaneye ilk kez tanık olmak isteyenler için, serinin büyüsü bir kez daha canlanıyor.