Bugün de Yer Çekimi Yüzünden Sarkacak Yanaklarımıza Kafa Tutuyoruz
Yukarı, yukarı, daha yukarı!
Küçükken aile büyüklerimizden duyduğumuz çoğu şey, yetişkinliğimizde de bizimle kalır. Kışın külotlu çorapsız çıkarsak ya da yalınayak yere basarsak çocuğumuz olmayacağı, gözlerimizi şaşı yaparsak öyle kalacağı, kaşlarımızı alırsak bize küseceğine inancımız değişmez. Kaş bu, nasıl küssün? Ama küsüyor, kimse bizi tersine inandıramaz. Benim ailemde duyduğum ve unutamadığım tavsiyelerden biri de, “yüzünü hep yukarı doğru ittir,” oldu.
Nasıl?
Hani sıkılınca, yorulunca, sinirlenince, uzun bir günün ardından ellerimiz suratımıza gider ve alnımızı ve yanaklarımızı aşağı doğru ittiririz ya, onu yapmıyoruz. Onun yerine alıyoruz o iki güzel elimizi, yanaklarımızdan başlayarak suratımızı yukarı ve arkaya doğru itiyoruz.
Neden?
En temelinde aşağı yerine yukarı doğru yaptığımız bir hareket, bizi ruhsal olarak hafifletiyor, doğası gereği aşağı çekmek yerine kaldırıyor. Küçücük bile olsa bir pozitiflik katıyor. Bununla beraber, The Cut’a konuşan estetik uzmanı Ian Michael Crumm gibi birçok uzman, yüz yogasının ana kurallarından birinin “yukarı ve arkaya” olduğunu belirtiyor. Bu hareket yüzdeki şişliği alıyor ve genel olarak yüzünüzün rahatlamasına yardımcı oluyor.
O zaman özetin özetini geçelim:
Aslında oldukça düz mantık ilerliyoruz. İçinizi iyi hissettiren şeyler, dışınıza da iyi geliyor - burada ‘100 tabak makarna yemek bana iyi geliyor, onu da mı yapayım’ gibi bir argüman duymak istemiyoruz… Yani mantıken kendinizi aşağı çekip ağırlaştırmaktansa, yukarı ve arkaya doğru yönlendirirseniz, tabii ki daha iyi hissedeceksiniz. O zaman neymiş? Suratlar masmavi gökyüzüne, yukarı, yukarı ve daha yukarı!