Kıskançlık, Kıyas ve Rekabet Dostluğa Dair mi?

Eskiden beni destekleyen, benim için gerçekten sevinen, samimi kız arkadaşların kıymetini bilmezdim. Ama zamanla zor da
olsa kendimle yüzleştim ve kıskandığım kişiden ilham alarak, o konuyla ilgili harekete geçmeye başladım.
arkadaslik-iliskileri.webp
Gossip Girl | IMDb

Gossip Girl'de kraliçe Blair bile bazen kıskançlığına hakim olamıyordu. Önemli olan en iyi arkadaşınızla günün sonunda Blair-Serena enerjisinde güçlerinizi birleştirebilmek.

Hayatımdaki en önemli birikimim dostlarımdır benim. 37 yaşında azla yetinmemiş, hak ettiğinin altına razı olmamış bekar bir kadın olarak söyleyebilirim ki, bana kalırsa sevgililer dostlara göre daha bir gelip geçicidir.

“Arkadaşların, seçtiğin ailendir” söylemini birçoğumuz bilir ve altına imzasını atar sanıyorum. Özellikle kadının kadına desteği, bu hayattaki en önemli sığınaktır bence. Ama ancak kişi kendinin farkında ve kabulünde olursa... Yoksa gizli kıskançlıklar, kıyaslar ve rekabet yıpratır ilişkileri... Yanlış mıyım?

Kıskandığım Kadınların Üzerine Basardım

Eskiden beni destekleyen, yalnızca kötü günümde değil, en iyi günlerimde de benim için gerçekten sevinen, samimi kız arkadaşların kıymetini bilmezdim. Çünkü benden daha güzel, daha havalı, daha başarılı olanı kıskanırdım. Bu yüzden de "Erkeklerle daha iyi anlaşıyorum ben yiaa" der, sürekli erkeklerle takılırdım. Meğer kızları kendime bir nevi rakip olarak gördüğüm içinmiş. Kendimde eksik gördüğüm konularla ilgili başka kızları kıskandığımı kabul etmediğim yetmiyormuş gibi bir de onlar beni kıskanıyor sanıyordum. Kıskançlık kadar kuvvetli bir duyguyu yönetemediğim için de benim canım savunma mekanizmam, ya kendinden aşağıda gördüğü kızlarla arkadaşlık ediyor ya da direkt erkekleri tercih ediyordu.

Önemli Olan Kendine Dürüst Olmak

“Artık kimseleri kıskanmıyorum” gibi bir yerde değilim. Birini kıskandığımı fark ettiğim an, kendimi ne konuda eksik ya da yetersiz hissettiğime bakıyorum. Çünkü genelde birini kıskanma sebebim, kendimi yetersiz hissettiğim alanlarla ilgili oluyor. Kıskançlığım harekete geçmem için bir işarete dönüştü, kendimi geliştirebileceğim alanlarla ilgili bir uyarı gibi. Kıskandığım kişiden ilham alarak, o konuyla ilgili harekete geçmeye başladım. Üstelik onun sayesinde harekete geçtiğim için, ona ya dua ederek güzel dileklerimi gönderiyorum ya da fiziksel bir iyilik yapmaya çalışıyorum. Çünkü yıllar içinde gördüm ki, meğer benim yükselişim ancak başkalarını da yükselttikçe mümkünmüş. Bunun için de önemli olan, "mükemmel" bir arkadaş olmak değil, içten bir iletişim kurabilmekmiş. Önce kendinle.

Rekabet, kıskanma, arkasından konuşma gibi özellikle arkadaşlar arasında, kolaylıkla oluşabilecek durumların bilincinde ve iletişiminde olmadığımız sürece, gerçek bir samimiyetten bahsedemeyiz.

Her İnsanın İçinde Karanlık Vardır

Bu "karanlık" taraflarımız, bizim kendi içimizde kabullenemediğimiz, kendimizden ve başkalarından gizlediğimiz ve bilinçsizce başkalarına yansıttığımız yanımız. Onu ortaya çıkarıp, sahiplenip onunla bütünleşmedikçe bu yanımız bizi sürekli engelliyor. Kıskançlık, kibir, kıyas gibi kendimizde kabul etmekte zorlandığımız birtakım özelliklerimizle yüzleşebilmemiz için bir ötekine ihtiyacımız olabiliyor. Yakın arkadaşlarımız da bizi bize yansıtan birer ayna görevi görebiliyor aslında.

Yüzleşmeye Hazır Mısın?

Yargılıyor, inceliyor, kıyaslıyor, reddediyor veya kabul ediyoruz ama var olanı hiçbir zaman gerçekte göremiyoruz. “Hep haklı çıkmaya çalışıyorsun” derken, kendimin de haklı çıkma çabasında olabildiğini, “İnatçısın” derken, kendimin de inat ettiğini, “Beni suçlamaktan vazgeç” derken, benim de onu suçlayabildiğimi, “Beni dinlemiyorsun” derken, benim de karşı tarafı duymadığımı, “Doğruyu söylemiyorsun” derken, benim de laflarımı çarpıtabildiğimi, “O beni kıskanıyor” derken, aslında benim de onu kıskandığımı ve buraya yazmadığım birçok özelliğimi, hep etrafımdaki insanlara yansıtarak kavradım. Eğer karşımızdaki insanın davranışlarını algılayış biçimimizin tamamının bizimle ilgili olduğunu bir kavrayabilsek tüm yaşam şeklimiz değişecek. Ve gerçek benliğimizi görmeye başlayacağız. Kendimizi, karşımızdaki insanlara yansıttığımız gölge, "karanlık" taraflarımızla da sevmeden, gerçek bir özsevgiden bahsedemeyiz.

Önce Kendine Sevgili

Sevgilinle, dostlarınla, ailenle... Her kim olursa olsun, önce kendinle sıkı fıkı bir ilişkin yoksa, diğer tüm ilişkilerin de yavan kalıyor. Dışarıdan baksan "havalı" durmayacak kıskanma, rekabet, dedikodu, çekememe gibi durumlarla ilgili başkalarını suçlamaya başlamadan evvel, önce kendindekileri fark etmek cesaret ister. Ve bence bu satırları okuyan Cosmo güzelleri, kendiyle yüzleşebilecek kadar cesurdur!

bilincli-geyik-2.webp
Yasemin Yapanar
Yazar
"Bilinçli Geyik" podcastiyle tanıtığınız Yasemin Yapanar; "Kafanın içinde dönen kaygılarda, yargılarda, yeterlilik, kıyaslama gibi gibi durumlarda yalnız değilsin. Bunun kanıtı olabilmek için kusurlarım ve kırılganlıklarımla soyunuyorum" diyor.