Cesur Renklerle Kendini İfade Eden Marka: ACE NAYMAN
Moda tasarımcısı Ece Nayman, Londra’dan İstanbul’a uzanan moda yolculuğunu ve ilham kaynaklarını Cosmo'ya anlattı.
Moda dünyasında fark yaratan ACE NAYMAN, cesur renkleri ve dinamik dokularıyla özgün bir tarzın ifadesi... İstanbul’un kültürel zenginliği ve Londra’nın sanatsal özgünlüğünden beslenen marka; cesaret, konfor ve günlük şıklığı bir arada sunuyor. Markanın kurusucu Ece Nayman'dan, genç bir tasarımcı olarak kariyer serüvenini dinliyoruz.
ACE NAYMAN belirgin bir tarz taşıyor—cesur, renkli ve rahat odaklı. İstanbul ve Londra’daki geçmişin markanın ruhunu nasıl şekillendirdi?
Öncelikle 17 yaşında Londra’ya gitmek beni hem kişisel hem de bir tasarım öğrencisi olarak yonttu diyebilirim. Hayata bakış açım çok daha geniş hale geldi. Londra'nın tasarım okumak için en iyi yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. Tarihi, kültürü ve çağdaş stiliyle Londra, özgünlük terimini tek bir çatı altında birleştiriyor. Müzeler, sanat, sergiler, kütüphaneler, sokaklar ve eğlence kültürü, beni besleyen ve mesleğime hazırlayan en ilham verici unsurlar oldu. Orada gördüğüm renkli ve limitleri zorlayan yaşam biçimi İstanbul’un kaotik yaşam kültürüyle birleşerek markamı şekillendirmemi sağladı.
Tasarımlarında sokak stili ve yüksek modayı bir araya getiriyorsun. "Gündüz vakti parti kıyafetleri" konseptini rahatlık unsurlarıyla nasıl dengeliyorsun?
Markaya bu sloganı verme amacım müşterilerimizin tasarımlardaki renkli ve eğlenceli dünyayı hayatlarının her anına entegre ederek hayatı bir parti tadında yaşamalarını sağlamak, günlük rutinlerinin arasında kendilerini özgüvenli, mutlu ve yüksek hissetmelerini sağlamak. Bunun da ilk etapta insanın kendini içinde rahat hissettiği ürünler giyerek sağlanabileceğini düşündüğüm için tasarımlarda buna dikkat ediyorum. Seçtiğimiz kumaşlarla, kesimlerle bunları dengeliyoruz.
Tasarımlarını yaparken hayalinde nasıl bir karakter var? Seni ilham veren bir model ya da karakter var mı?
Rihanna benim çok uzun yıllardır hem kişiliğiyle hem müziğiyle hem tarzıyla hem de iş kadınlığı tarafıyla hayranı olduğum bir isim. Markamın “muse”u o diyebilirim. Az önce bahsettiğim özgüvenli, kendi olmayı becerebilen, yüksek enerjili ve özgün karakterine de çok uyuyor. Bu tarz insanlara bayılıyorum, kendim de hayatı bu tatta yaşamayı seviyorum dolayısıyla bu tarz kadınlardan ilham alıyorum.
Kendini tarzıyla ifade etmek isteyenlere neler tavsiye edersin? Dolaplara biraz ACE NAYMAN enerjisi katmak için neler yapabiliriz?
Her zaman en çok savunduğum şey özgün olunması gerektiği, trendlerin, parçaların peşinde koşturulmaması, kişinin kendi karakterine ve yaşam biçimine uygun giyinmesi gerektiği ve kendi vücudunu tanıyıp buna uygun parçalar seçmesi gerektiğini düşünüyorum. ACE NAYMAN niş ve cesur bir marka, dolayısıyla tasarımlarımızı giyenler ürünlerimizi çok severek ediniyor bu da beni çok mutlu ediyor.
Kişiliğini tek bir kıyafetle özetlemen gerekse nasıl bir şey olurdu? (Farklı dokular, renkler ve tarzları karıştırabilirsin!)
Biraz Paco Rabanne parıltısı, biraz Dolce&Gabbana leopar, biraz Balenciaga oversize ceket ve hoodie’lerden biraz da Acne bir jean. Her telden kendi dilimde uyum yakaladığım bir tarz.
Zaman yolculuğu yapabilsen, hangi moda dönemini deneyimlemek ya da o dönem için tasarım yapmak isterdin?
Ben en çok 65-70 arası dönemi seviyorum. O dönemin Pierre Cardin, Courreges tasarımlarını, Twiggy’nin tarzına bayılıyorum. Hem renkler hem siluetler hem de yenilikçiliğiyle hayran olduğum bir dönem. ACE NAYMAN’ın özünde de zaten bu dönemin esintileri görülmekte.
Ben kadın olmamdan kaynaklı değil ama yaştan ötürü bazı zorluklarla karşılaştım. İnsanlar karşılarında genç birini görünce sizin işinize verdiğiniz önemi vermeyebiliyor.
Kariyer yolculuğunda, özellikle kadın bir tasarımcı olarak zorluklarla karşılaştın mı? Genç tasarımcılara bu zorlukların üstesinden gelmek için neler önerirsin?
Bizim işimiz problem çözmek ile geçiyor. Öğrencilik döneminde moda sektörü ışıltılı ve eğlenceli olarak görülüyor ancak iş hayatına adım attığınızda gerçeklerle yüzleşiyorsunuz. Işıltı ve eğlence kısmı işin yalnızca yüzde 5’i belki, tasarım kısmı da aslında bir marka sahibiyseniz işin yine daha az bir yüzdesini oluşturuyor. Bu işin en önemli kısmı iyi bir yönetici olmak, pratik ve hızlı olmak, problem çözebiliyor olmak ve insan ilişkileri. Ben kadın olmamdan kaynaklı değil ama yaştan ötürü bazı zorluklarla karşılaştım. İnsanlar karşılarında genç birini görünce sizin işinize verdiğiniz önemi vermeyebiliyor. Bunu aşmak için de yapılacak en iyi şey fikirlerinizin ve vizyonunuzun arkasında durup çok çalışarak kendinizi ve ciddiyetinizi herkese ispat etmek.