Main_KV1_970x250.gif

30 Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı: Bu yaşa girince hayatımızda neler değişiyor?

30 yaşına basmanın eşik olarak görüldüğü dünyamızda, bu yaş gerçekten ne anlama geliyor?

YAZAR: Ceren Kurt Alyurt
30-yasina-girince-ne-oluyor1
Kolaj: Duru Keskingöz

Biz ne ara yaşlandık? Pardon pardon yaş aldık. Hadi dürüst olalım yaşlandık da. Kulağa çok ürkütücü geliyor değil mi? Niye bu kadar ürkütücü? Sanıyorum hepimiz “büyüme” kavramına hazırlıksız yakalandık. Süreç içerisinde fark etmesek de, zevklerimiz, renklerimiz, hayata bakış açımız, yediğimiz, içtiğimiz, gezdiğimiz, gittiğimiz, güldüğümüz her şey değişti. Büyüdüm, değiştim, yaşlandım gibi yorumlar yaptığımız farkındalık anlarımıza dair en popüler örnekleri şu şekilde sıralayabilirim:

Artık Gümüş Renk Takılar Yerine Altın Renk Takılar Tercih Etmek

Eskiden altın renk takılar gözümüze itici, basit, çirkin gelirdi. Sonra bir anda (o an hangi ansa bilemiyoruz artık) altın renk takılar güzel gelmeye başladı. Takı kutunuzu bir açtınız ve her şey altın renkte. Ne ara oldu? İnanın fark edemedim. Fark ettiğimde ise “Sanırım büyümüşüm.” dediğimi hatırlıyorum. 

Damak Zevki ve Yeme Alışkanlıklarının Değişmesi

Eskiden hiç sevmediğiniz bir yemeği sonradan sevmeye başlamak ya da eskiden çok sevdiğiniz bir şeyi artık yiyip içememek… En popüler örneği, “Büyüdüm ve artık biber dolmasını kabuğuyla yiyorum.” cümlesidir. Küresel bir örnek vermek istersek tost ekmeğinin kenarlarını kesmeden yemek de söylenebilir. Beslenmeye dair bu zevklerimiz de nasıl değişti, hangi anda değişti bilmiyorum ama tekrardan bu yiyeceklere şans vermek bizi olgun hissettirdi. 

Sesli Ortamlara Katlanamama

Sanki güneşi doğurana kadar partileyen o kızlar biz değilmişiz gibi, bir anda sesten gürültüden rahatsız olan insanlara dönüştük. Belki pandeminin de etkisiyle artık buluşmalarımızı evde yapmayı daha rahat buluyoruz. Bu üzücü bir durum mu? Hiç de değil! En büyük destekçim de Chandler Bing!

View post on X

Aslında 30 olmak eskiden bu kadar korkutucu değildi. Kendimizi bir anda 30 olmak üzereyken bulmak, buna hazırlıksız yakalanmak korkutucu. Bir örnek vereyim: "13. yaş günü partisinde akran zorbalığına uğrayan Jenna Rink, büyümeyi ve 30 yaşında olmayı diler. Dileği gerçek olur ve 30 yaşında bir moda dergisi editörü olarak uyanır."

Keşke Otuz Olsam (13 Going On 30) filminin bir cümlelik özeti diyebiliriz. 

Watch on YouTube

Ergen bir kız çocuğu bu filmi izlediğinde, 30 yaşında olmanın güzelliklerine bakarak Jenna ile aynı dileği dileyebilir. Ben de öyle yapmıştım. Geçenlerde filmi tekrardan izleyince bende bambaşka duygular uyandırdı çünkü 30 olmama bir sene kaldı. Hayatın genç olmak ve 30 olmak gibi bir ikilikte sıkıştığına inanmamak ise en sağlıklısı. Bu sebeple 20,30, 40 ve 50 yaşındaki insanlara 30 olmak hakkında ne hissettiklerini sordum. Umarım herkese ilham olur! 

View post on Instagram
 

Gamze, 20 yaşında: Kendime ait bir evim, arabam, işim ve yeterince paramın olması hissini düşündükçe, 30’larımda çok daha mutlu olurum gibi geliyor. Elbette bir an evvel 30 olayım demiyorum ama 30 olacağım zaman için heyecanlıyım!

İrem, 30 yaşında: 30. Yaş günümü kutlamadan evvel çok gerilmiştim ama herhangi bir yaşımdan farklı olmadığını anladım. Older, wiser, hotter (daha yaşlı, daha akıllı, daha seksi) prensibiyle olduğum yaşı kabul ettim. 

Kübra, 40 yaşında: Herkes hayatın kısa olduğunu söyler ama aslında bir hayli uzun. “Ben yaşlandım mı?” sorgulamasını yapmak için 30 çok erken bir yaş. En verimli olduğunuz dönemleri en iyi şekilde değerlendirerek tadını çıkarın!

Havva, 50 yaşında: Benim için yaş, hiçbir zaman ölçüt olmadı. Evet kabul ediyorum, keşke 30 olsam! Kendimi daha çok sever, başkalarının dediklerini daha az umursar, daha çok gezer, kontrolü daha çok elime alırdım. Ama bunları yapmak için hala geç değil. 

Ceren Kurt
Ceren Kurt Alyurt
Yazar
28 yaşında. İnsan hakları çalışmalarında proje uzmanı. Feminist hukukçu. Bu zamana kadar çeşitli platformlarda hak temelli mücadele, yaşam tarzı, kadın ve yaşam gibi konularda yazılar yazdı.
Haftalık