Ülkelerin Yılbaşı Gelenekleri

Yeni yıla girmek sadece bir takvim değişikliği değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında köklü geleneklerin sahneye çıkma zamanı. Kimisi bolca kahkaha atmak, kimisi bolca yemek yemek, kimisi de… boş bir valizle dolup taşıyor. İşte farklı ülkelerden yılbaşı gelenekleri.

Kolombiya’da yeni yıla boş bir valizle sokaklarda dolaşarak girerseniz, yıl boyunca seyahatten seyahate koşacağınız söyleniyor. Sadece bir valizle bu geleneğe dahil olmak oldukça pratik ama anlamı bir o kadar büyük. Gelecek yılın size yepyeni rotalar ve maceralar getirmesi için bir Kolombiyalı gibi yola çıkmaya ne dersiniz?

Yunanlar için yılbaşı soğansız olmaz. Kapıya asılan soğan, yeniden doğuşu temsil ediyor ve bu gelenek oldukça köklü bir geçmişe sahip. Ama iş bununla da bitmiyor, sabah o soğanla çocuklarını uyandırıyorlar. Yeni yılın şans ve bereket getirmesi için biraz farklı ama kesinlikle ilginç bir ritüel.

Şili’de yılbaşı gecesi mercimek yemenin bolluk ve bereket getirdiğine inanılıyor. Ancak bu kadarla sınırlı kalmıyorlar; yılbaşını kaybettikleri sevdikleriyle anmak için mezarlıklarda kamp yapıyorlar. Ayrıca, evi içeriden dışarı süpürerek bir önceki yılın kötü ruhlarını evden uzaklaştırıyorlar. Geleneklerinin çeşitliliğiyle Şili, yeni yıla hazırlanmayı bambaşka bir boyuta taşıyor.

İspanyolların yılbaşı geleneği, kulağa hem eğlenceli hem de biraz zorlayıcı geliyor. Çan her çaldığında bir üzüm yiyorsunuz, ama bunu tam 12 kez yapmanız gerekiyor. Bunu başardığınızda yılın her ayının şanslı geçeceğine inanılıyor. Üzümleri ağzınızda tutmayı başarabilirseniz, İspanya’nın şans dolu geleneğine bir adım atmış oluyorsunuz.

Yılbaşını Estonya’da geçiriyorsanız, bu bir yemek festivali anlamına geliyor. Şanslı sayılar olan 7, 9 ve 12 öğün yemek yemek şart. "Ne kadar çok yersen o kadar bereketli bir yılın olur" diyen bu gelenek, yılbaşını lezzetli bir şölene dönüştürüyor. Estonya’nın bu alışkanlığıyla hem mide hem de ruh doyuyor.

Ekvador’da yeni yıl kutlamaları tam anlamıyla geçmişi geride bırakmayı hedefliyor. “Ano Viejo” (Eski Yıl) adı verilen bu gelenekte, sokaklar şenlik ateşleriyle aydınlanıyor ve her bir ateşin merkezinde geçtiğimiz yılın tüm yüklerini temsil eden heykeller yer alıyor. Politikacılardan popüler kültür ikonlarına kadar birçok figürü betimleyen bu kuklalar, yılın kötülüklerinden arınmak ve yepyeni bir başlangıca yer açmak için sembolik olarak yakılıyor.

Almanya’da yılbaşı gelenekleri biraz oyunlu. Ağacınıza bir turşu süslemesi saklıyorsunuz, bulan kişi ya fazladan bir hediye kazanıyor ya da şansına şans katıyor. Bu eğlenceli ve hafif rekabetçi gelenek, yılbaşını daha da renkli hale getiriyor. Turşuyu bulan kişi sadece hediyeyi değil, şanslı bir yıl geçireceğine de inanıyor.

Japonya’da yılbaşında mabetlerde tam 108 kez çan çalınıyor. Bu çan sesleri, kötü enerjileri ve geçen yılın ağırlığını uzaklaştırırken, yeni bir başlangıç için zihinleri temizliyor. Ayrıca saat tam 00.00’da kahkaha atarak neşe ve mutluluğunuzu garantilemek, Japonların yeni yıl tavsiyelerinden bir diğeri. Belki bu yıl, Japonların rehberliğinde biraz daha kahkaha atabilirsiniz!

Her gelenek, yeni yıl için farklı bir dilek, farklı bir umut taşıyor. Siz de kendi yılbaşı ritüelinizi yaratmaya ne dersiniz?