The Bear’ın 3. Sezonunda Mutfakta Fırtınalar Kopuyor

Üçüncü sezonuyla The Bear, mutfakta hararetli bir drama sunmaya devam ediyor, ama bu sefer beklenti ve baskı her zamankinden daha yüksek!

YAZAR: Yiğitcan Genç
FX Networks
FX Networks

Eğer The Bear dizisini sevdiyseniz, üçüncü sezon için heyecanlanmamanız elde değil. Çünkü bu sezon, mutfakta işler daha da karışıyor!

İlk iki sezonda, Carmen "Carmy" Berzatto'nun (Jeremy Allen White) hikâyesini yakından takip ettik. İlk sezon, Carmy’nin abisinin ölümünden sonra Chicago’daki The Beef adlı sandviç dükkanını devralmasıyla başladı. İkinci sezonda ise, bu basit dükkanı yüksek profilli bir restorana dönüştürme çabalarını izledik. Özellikle “Forks” ve “Fishes” gibi bölümler, dizinin duygusal tonunu ustaca işleyerek bizi ekrana kilitledi. Yani, The Bear pop kültür fenomeni olmayı gerçekten hak etti.

View post on Instagram
 

Her başarılı işin ardından beklentiler artar, değil mi? The Bear da 17 Temmuz’da Disney Plus’ta yayınlanan üçüncü sezonuyla karşımıza bu yüksek beklentilerle çıkıyor.Dizinin ana temalarından biri olan baskı, bu sezonda da karakterlerin üzerine çökmeye devam ediyor. Carmy, nihayet The Beef’i kapatıp kendi rüya restoranı The Bear’ı açmak için kolları sıvıyor. Ama bu başarı hırsı, ona pahalıya mâl oluyor: Hem kız arkadaşı Claire (Molly Gordon) ile ilişkisi, hem de yeniden yakınlaştığı kuzeni Richie (Ebon Moss-Bachrach) ile bağı zarar görüyor.

View post on Instagram
 

Üçüncü sezonda bizi neler bekliyor? 

Carmen profesyonel anlamda istediği yere ulaşırsa hikâye nereye gidebilir ki? İşte burada dizi biraz tökezliyor. Bahisler biraz daha düşük, para sorunları ise farklı bir tonda devam ediyor. Restoranın başarısını veya başarısızlığını belirleyecek olan bir inceleme, sezonun ilerleyen bölümlerine damgasını vuruyor. Mutfakta hâlâ bir "sorunlu aile" havası var ve karakterler birbirlerine sürekli “kapa çeneni” diye bağırmaya devam ediyor. Ama bu sezon, üçüncü ve dördüncü sezonların arka arkaya çekilmiş olmasının etkisiyle biraz eksik hissettiriyor. Yani, bu 10 bölüm sanki bir şeylerin yarısı gibi geliyor. Özellikle sezon sonu, izleyiciyi biraz hayal kırıklığına uğratabilir.

Dizi komedi kategorisinde ödüller kazanmaya devam ediyor, bu da ironik çünkü The Bear komik olmaktan çok uzak! Dizinin temelinde ölüm, umutsuzluk ve yiyecek var. Sezon boyunca Fak ailesine odaklanan bir alt hikaye, hafif bir hava katmak için eklenmiş gibi dursa da, bu temalarla pek de örtüşmüyor. Sezon, Carmen'in mutfakta geçirdiği yılların sessiz bir kolajıyla başlıyor ve onu bugünkü şefe dönüştüren olayları gözler önüne seriyor. Ama genel olarak sezon, Carmen'in hatalarını tekrarlamaya mahkûm olduğu fikrine geri dönüp duruyor. Bu döngü, hikâye anlatımının ikna edici olmasının önünde bir engel oluşturuyor.

Yine de dizi hâlâ zaman zaman harika anlar sunuyor. Örneğin, “Napkins” ve “Ice Chips” adlı bölümler gerçekten etkileyici. Bu bölümlerde Tina’nın (Liza Colón-Zayas) Berzatto ailesinin karmaşık dünyasına nasıl adım attığını ve Carmy’nin kız kardeşi Nat’in (Abby Elliott) doğum yapmasını izliyoruz. Bu bölümler, The Bear'ın duygu yoğunluğunu ham ve dokunaklı bir şekilde yansıtıyor.

The Bear'ı seviyorsanız, bu sezon da sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Ancak, dizinin en iyi hâli olmadığını da kabul etmek gerek. Yine de, Carmy, Sydney (Ayo Edebiri) ve ekibin geri kalanı, mutfakta yine iş başında ve bu sefer işleri daha da karıştırmaya hazırlar. Hazırsanız, mutfakta neler piştiğini görmek için üçüncü sezonu izlemeyi unutmayın!

yigitcangenc1
Yiğitcan Genç
Yazar
Yiğitcan Genç, dergicilik hayatına bone Magazine & Curated Magazine dergilerinde başladı. Bant Mag., Dadanizm, L'Officiel Hommes Türkiye, Based Istanbul ve GQ Türkiye gibi yayınlarda editörlük yaptı. Dijital dünyada güçlü editoryal içerikler yaratmanın önemine inanarak üretimine devam ediyor.
Devamını okumak için tıklayın