Cosmo Seks Terimleri Sözlüğü
Bu kelimeleri bilmeden odaya girmeyin!
Seks, insan iletişiminin en saf hali, en cesur manifestosudur. Her iletişimin olduğu gibi, bu iletişimin anahtarı da dildir ve bu dili nasıl kullanacağımızı öğrenmek bir ömür alabilir. İyi hocalar ise ömür törpüsü olmadan, doğrudan konuya girerler: Üniversite hazırlık sınıfında, Fransızca yaz okulu için canım arkadaşım C. ile Cannes planları yaparken bir hocamıza “Dil öğrenmenin en pratik yolu nedir?” diye sormuştuk. Bize gayet ciddi bir ifadeyle: “Çekici bir Fransız bulun kızlar, çünkü dil dile değmeden öğrenilmez..” demişti...
C. ile birbirimize “İkimiz de aynı şeyi duyduk, değil mi?” bakışı attığımızı hatırlıyorum çünkü akademik bir tavsiye bekliyorduk. Bu bilge söylemin semantik analizini ise yıllar içinde yapabildim ve aslında akademik bir tavsiye olduğunu fark ettim. Evet, seks de tıpkı dil öğrenmek gibi, pratik şart.
Edebiyatta olduğu gibi, yatakta da mesaj açık olmalı. Doğru kelimeleri kullanıp partnerinize net mesajlar vermeyi öğrendikçe hem iletişiminiz hem de seksiniz Dostoyevski paragrafları gibi akacaktır: uzun, derin, manalı ve zaman zaman varoluşunuzu bile sorgulatabilecek türden.
Peki ya konu sekse geldiğinde, onun ‘kırılgan ego’su incinmesin diye isteklerinizi açıkça ifade etmekten kaçınırsanız? İşte o zaman, yatakta Proust olursunuz: Kayıp Zamanın İzinde geçen uzun, karmaşık ve biraz da anlamsız saatler... Kendinizi, anı yaşamak yerine, eski bir stud’ınızla yaşadığınız o unutulmaz geceyi hatırlamaya çalışırken bulmanızı istemem, çünkü hiçbirimiz anılarla sevişmeyi hayal etmeyiz.
Bu kadar dirty talk yeterli mi? Tabii ki hayır, artık ‘seksin sözlüğünü yazmanın’ anksiyetesini biraz atlattığıma göre daha dirty olan konumuza gireyim.
1. Voyeurism (Dikizcilik)
/ˈvwɑː.jɚ.ɪzəm/
Seyirci olmanın verdiği haz. Bir tiyatro perdesinin ardından sahneye bakmak gibi: Oyunun içinde olmadan, bir başkasının hikayesine sessiz bir ortaklık sunar. Şairin de dediği gibi; “Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın.” Dışında olsanız dahi, çemberde kimlerin olduğundan herkesin haberi olmalı. Yoksa işler Hitchcock filmine dönebilir—tabii, mahremiyet ihlalinden yargılanmayı romantik buluyorsanız o ayrı.
2. BDSM
/biː.diː.es.em/
Biraz eğlence, biraz disiplin, bolca heyecan: İngilizce'de Bondage, Discipline, Dominance, Submission, Sadism ve Masochism kelimelerinin baş harflerinden oluşur.
Bondage (Bağlanma): Fiziksel kısıtlama, bağlama ya da hareket özgürlüğünün sınırlandırılması.
Discipline (Disiplin): Belirli kurallara uyma, ödül-ceza dinamikleri.
Dominance (Hakimiyet) & Submission (İtaat): Güç ve kontrol dinamikleri; bir partnerin diğerine hakim olması ve diğerinin itaat etmesi.
Sadism (Sadizm): Başkalarına acı çektirmekten zevk alma.
Masochism (Mazoşizm): Kendine acı çektirilmesinden zevk alma.
BDSM, bu unsurların biri ya da birkaçını içeren, karşılıklı rıza ve güven temelinde gerçekleşen bir dizi dinamik ve pratiği kapsar. Ama size kötü ya da korkutucu şeyler çağrıştırmasın, amaç zevk, unutmayın. Sonuçta, Dante’nin İlahi Komedyası bile cehennemden başlar, değil mi? BDSM de böyle bir yolculuk: biraz karanlık, çarpıcı ve sonunda sizi cennete götürebilecek kadar güçlü. Kurallara bağlı kalın, ama eğlenceyi elden bırakmayın. Alışılagelmiş bir Fifty Shades of Grey (2015) güzellemesi yapmak yerine, izlemediyseniz size konuyu daha gerçekçi işleyen Secretary (2002) filmini öneririm.
3. Safe Word
/seɪf wɜːrd/
BDSM sırasında “Daha fazla dayanamayacağım!” demenin, dramadan uzak ve biraz da entelektüel bir versiyonu. Partnerinize “Dur!” diye bağırma, aranızda özel ve absürt bir kelime seçmeniz gerekiyor. Örneğin, “Tarantino!”. Çünkü Tarantino filmlerinde kan gövdeyi götürürken bir an durup, “Bu sahne biraz fazla mı oldu?” diye düşündüğünüz mutlaka olur.
4. Pegging
/ˈpɛɡɪŋ/
Kadının strap-on ile partnerine giriş yaptığı bir eylem. Rollerin değiştiği bu oyun cesaret ve güven ister çünkü bu sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik sınırları da test eden bir deneyimdir. Bazı heteronormatif düşünen beyinlerin korkulu rüyası olsa da, ne demiş üstad Ricky Gervais: “If you hate homosexuality so much, why did you put the male g-spot up the a$$ ?”
5. Orgasm Gap
/ɔrˈɡæzəm ɡæp/
Kadınlar ve erkekler arasındaki orgazma ulaşma süresindeki fark. Biyolojik olarak kimin önce, kimin sonra geldiğini tahmin etmek zor değil. 😒 Yapılan araştırmalar, kadınların sadece %65’inin heteroseksüel ilişkilerde orgazma ulaştığını gösteriyor. Erkeklerde ise bu oran %95. Beyler, burada bir boşluk var ve bu boşluk, İngilizce sınavındaki fill in the gaps bölümündeki gibi sadece bir puan kaybetmenize sebep olacak türden bir boşluk değil. Bu, 1000 parçalık bir puzzle’ın son parçasını kaybetmiş gibi; 999 parçayı doğru yerleştirseniz de, eksik parça her şeyin anlamını kaybettirecek.
6. Stud
/stʌd/
Fiziksel çekiciliğiyle ön planda olan ilgi çekici erkek ya da absürt derecede estetik bir “insan dekorasyonu”. Sadece bakılması için tasarlanmış gibi duran, ama genellikle kullanma kılavuzu eksik gelen bir sanat eseri. İlginçtir ki, genelde bu ırk konuşmaya başladığında, sanat değerini çok hevesle aldığınız NFT’leriniz gibi hızla kaybeder.
7. Swinging (Eş Değiştirme)
/swɪŋɪŋ/
Çiftlerin, diğer çiftlerle partner değiştirme pratiği, kolektif bir grup etkinliği de diyebiliriz 🙃 Hatırlarsanız, ülkemize de geniş bir komünitesi olan bu pratik, kebabın başkentindeki meraklıları sayesinde haftalarca manşetlerden düşmemişti!
8. Cuckold
/kʌk.oʊld/
Partnerinizin başka biriyle seks yapmasını izlemek. Swinging’ten farkı, partnerden birinin olaya hiç dahil olmadan sadece izlemesidir. Bazılarına göre bu, psikolojik bir Everest tırmanışı, diğerlerine göre sadece çok yanlış bir film kategorisine dalmak. Seveni şaşırtıcı derecede çok. Unutmayın, neredeyse her otel odasında yatağa dönük bir cuck chair olmasının bir sebebi olmalı.
9. Teabagging
/ˈtiːˌbæɡɪŋ/
Partnerin testislerinin diğerinin ağzına yerleştirilmesi. Terminolojisi, "çay poşeti" (tea bag) teriminden gelir. Çünkü bu eylem, çay poşetinin bir bardağa daldırılmasına benzetilir. Bu, hem kelime hem de eylem olarak biraz çay saatine çağrışım yapsa da, tıpkı ‘English breakfast’ gibi, seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok.
10. Squirting
/ˈskwɜːrtɪŋ/
Kadın orgazmı sırasında genital bölgeden sıvı çıkışı. Bu tamamen doğal bir olgu, tıpkı şelaler gibi. Yani yatağınızda bir Niagara oluyorsanız paniğe gerek yok, havlularınızı gururla serebilirsiniz.
Science Direct’e göre, kadınların %10-40’ı bunu deneyimleyebiliyor, eğer sizde arzular şelale olmuyorsa, bu da tamamen normal.
Partneriniz için bu durum, bazen bir zafer olarak görülebilir. Yine de squirting'i zorlamaya çalışmayın. Kadının vücudunu fazla baskı altına almak onun rahatlamasına, zevk almasına engel olabilir. Her kadının vücut yapısı farklıdır ve her orgazm, farklı bir deneyim sunar. Dolayısıyla, tek bir başarı tanımına bağlı kalmak, tüm bu süreçlerin zenginliğini ve çeşitliliğini küçümsemek olur.
11. Rimming
/ˈrɪmɪŋ/
Anüs çevresine dil ile yapılan uyarım. Risk almayı sevenler için gastronominin sınırlarını zorlamak gibi bir şey. Bu konuyu kısa tutuyorum çünkü birçok kişi, anal bölgede hassas olduğunu kabul eder. Rimming sadece cesaret isteyen değil, aynı zamanda dikkatlice ve hijyen kurallarına uyularak yapılması gereken bir eylemdir. Bu alan biraz acquired taste ama kim bilir, belki Michelin yıldızlı bir deneyim yaşarsınız :)
12. Quickie
/ˈkwɪki/
Kısa süreli ve yoğun bir cinsel ilişkiyi tanımlayan bir terimdir. Zamanınızın kısıtlı fakat arzularınızın dorukta olduğu anlar için mükemmel bir çözüm. Özellikle gündelik hayatın koşuşturmacası içinde başını sonunu getiremediğiniz o anlarda, bir anlık yoğun bir şehvet dalgası ile karşılaştığınızda devreye girer.
Mesela partneriniz o gün, “Hayatım sen elini hiçbir şeye sürme, bugün yemeği ben hazırlayacağım” dedi ve siz de mutfakta elinizde şarabınızla onu izliyorsunuz. O an gözünüze öyle bir seksi geldi ki, ağzınız yemeğe değil ona sulanmaya başladı! Ancak ocakta da yemek var… Mutfaktaki bu seksi yaratık gözünüze yemek pişene kadar şarapla iyi gidecek bir iştah açıcı olarak gelmeye başladığı anda kendinizi mutfak tezgahı üstünde bulabilirsiniz. Afiyet olsun!
Unutmayın, kelimeler bazen en güçlü afrodizyaktır. Artık bu terimlerle donandığınıza göre, onları doğru yerde, doğru zamanda ve doğru anlamda kullanma cesaretini gösterin çünkü mesele sadece dil değil, o dili ne kadar ustaca kullanabildiğinizde.
Havaların iyice soğuduğu bu günlerde, hepinize bol ‘Netflix and Chill’li, keyifli bir cuffing season diliyorum!