Queer Ruhun İkonik Elçileri ve Vazgeçilmez Ally’larımız

Haziran geldi, gökkuşakları her yeri sardı, en parlak, en renkli, en diva ayın başlamasıyla biz de Cosmo ekibi olarak "Kimler queer kültürünü sırtladı, kimler sahnede hepimiz için parladı?" diye sorduk. Cevap mı? İşte o en ışıltılı, en korkusuz, en “Ben buradayım ve parlıyorum” diyen ikonlar.

If I could turn back time diye başlayıp zamanı durduran bu kadının varlığı bile bir queer ilham kaynağı. Eşsiz tarzı, tavrı, “Benim gibi ol” değil “Kendin gibi ol” diyen duruşuyla yıllardır LGBTQ+ topluluğunun yumuşacık ama bir o kadar da gösterişli bir ablası gibi. Drag sahnesinin de baş tacı!

Kraliçeler kraliçesi. 80’lerde herkes korkarken o AIDS krizinin ortasında “Ben buradayım” dedi, LGBTQ+ topluluğunu elinden tuttu ve ışığını saklamak yerine daha da parıldattı. Her adımında bir queer direnişi olan ikonik divalardan.

1980’lerde makyajlı erkek görünümünü ana akıma taşıyan, androjeni hem modada hem müzikte bir yaşam biçimine dönüştüren efsane. Culture Club’ın solisti olarak “Karma Chameleon”la milyonları dans ettirdi ama esas devrim sahneye nasıl çıktığıydı: Cinsiyetin, arzunun, ifadenin ne kadar kişisel ve sınırsız olduğunu gösterdi. Boy George, “norm”ların kaosunda ışıldayan o asi çocuktu — hâlâ da öyle. Ve bu yüzden onu seviyoruz.

You are beautiful, no matter what they say... deyip hepimizi ağlatan o sesi unutmak mümkün mü? “Beautiful” klibindeki eşcinsel öpücük, ekran başındaki binlerce gence “Yalnız değilsin” dedi. Ve Christina sadece sahnede değil, sahne arkasında da queer dostu bir savaşçı.

Doğuştan bir superstar, sonradan bir ilham perisi. Kendisini biseksüel olarak tanıtan Gaga, “Born This Way” ile milyonlara özgürlük çığlığı attırdı. “Sorma, Söyleme”yi yıktı, trans haklarını savundu, sahne üstünde gökkuşağını kalbimize işledi. O sadece bir pop yıldızı değil, bir devrim.

Belki de en açık, en zarif, en görkemli queer ikon. 70'lerden bu yana hem müziğiyle hem de cesaretiyle yolumuzu aydınlattı. Elton John AIDS Foundation ile dünya çapında destek sağlayarak eşitsizliğe savaş açtı. Evet, sahne onun ama kalbi hep toplumun yanında.

Toplumsal cinsiyet rolleri mi? O da ne? Prince, mor takım elbisesiyle, eyeliner’ıyla, topuklu çizmeleriyle “maskülenlik neymiş?” sorusunu baştan yazdı. Cinsiyetin ve cinselliğin sınırlarını müziğiyle yıktı geçti. Aramızda hâlâ fısıltı gibi: “Kendin ol!”

Bir diğer yıldız tozu ikonu: Ziggy Stardust! Gender Fluid, androjen görünümü ve sahne üstünde sergilediği özgürlük manifestosuyla Bowie, queer estetiğin evrensel öncülerindendi. Her zaman sınırların ve hayal gücümüzün dışında.

Queen’in efsanevi solisti, sahnede tanrısal bir enerjiyle tüm kalıpları yıktı. Cinselliğini cesurca yaşadı, müziğiyle milyonları birleştirdi. Mirası sonsuz: Sevgi, müzik, görünürlük ve özgürlük.

"If you can't love yourself, how in the hell you gonna love somebody else?” — bu sözleri duymayan kaldı mı? Drag kültürünü ana akıma taşıyan, RuPaul’s Drag Race ile binlerce queer bireye ekranlarda alan açan Ru, tam anlamıyla bir devrimci.

Bu ay, bu yazı, bu gökkuşağı sadece ünlüler için değil. Kendi olma cesaretini gösteren, sevgisini gizlemeyen, görünür olan, görünür olana omuz veren herkes bu listenin bir parçası. Siz de bir ikonsunuz!🫶
 

Pride Ayı kutlu olsun! Kendinizi sevin, kalbinizi dinleyin, aşkı kutlayın. Çünkü siz… tam da olduğunuz gibi harikasınız. 🌈