Bir Cosmo Kızının Londra Rehberi
Evet artık hazırız! Şimdi Londra'yı keşfe çıkıyoruz. Alışveriş çeşitliliği, lezzetli restoranlar, ikinci el mağazalar, durmayan gece hayatı ve kültür sanat derken, şehirde yağmurlu havayı unutup eğlenceye dalıyoruz.
Londra’ya taşındığımda yılın ortalama 300 gününün yağışlı olduğunu biliyordum tabii. Önce bir gerildim doğrusu ama ilerleyen günlerde kendimi her gün dışarıda buldum. Ya akşamüstü sevdiğim kahveciye giderken (Blank Street Coffee), sabah çıkıp ikinci el pazarında çiçek alırken (Borough Market) ya da arkadaşlarımla yeni açılan restorana girmek için sırada beklerken (Manzi’s) yağmura aldırmamaya başladım. Yapacak güzel etkinliklerim vardı çünkü. Dört yıllık Londralı olarak ben de Cosmo kızlarının Londra’da mutlu olması için bir rehber hazırladım. Önemli uyarı: Yağmurluğunuzu unutmayın.
Alışveriş Rotaları
Londra’nın merkezinde olan Regent Street ve Bond Street’in lüks mağazalarının vitrinlerinden gözümü alamadığım, alışveriş yapmasam da çevredeki birçok şık kahveciden kahvemi alıp dolaştığım çok oldu. Tabii ki ara sıra kendimi tutamadığım oluyor. Mesela bütçemi aşan ama gözüm gibi baktığım Diesel çantam. Çoğunlukla Oxford Street’te daha uygun fiyatlı ve bol seçenekli bir alışveriş yapmayı tercih ediyorum.
Vintage İçin Kolları Sıvayın
Londra’da vintage ve ikinci el mağazaların kendine has bir havası var. Ilk girdiğinizde kokusu biraz garip gelebilir ya da üstünüze denemekten çekinebilirsiniz ama dolabınızda 80’lerden kalma bir deri ceket veya vintage Levi’s jean pantolon hayal ediyorsanız, Brick Lane Market, Portobello Road Market veya Peckham High Street benim favori adreslerim. Bir ikinci el mağazasından aldığım ve severek giydiğim New York Yankees ceketim benim için paha biçilemez. Bu pazarlarda her bütçeye uygun şeyler var. Bazıları kiloya göre satar, bazıları da her şeyi tek fiyata. Tabii ki biraz kollarınızı sıvayıp aramanız gerekiyor ama eğlenceli tarafı bu değil mi?
Uykusuz Her Gece
Londra’nın gece hayatı hem kaotik hem eğlenceli. Benim favori kulüplerimden biri olan Heaven, Charing Cross istasyonunun hemen altındaki drag şovları ve ara sıra ünlü isimlerin de uğramasıyla bilinen bir mekan. Yeni favorilerimden biri ise her hafta ünlü DJ’lerin sahne aldığı, üç katlı tekno kulübü Fabric. Ayrıca 31 Ekim Cadılar Bayramı'nda yolunuz Londra'ya düşerse unutulmaz bir gece için kendinizi Soho sokaklarına atın.
Sahne Şovlarını Kaçırmayın
Müzikaller, Londra’nın her şeyi. Wicked, Phantom of the Opera ve Michael Jackson gibi ünlü müzikaller bazen Tom Holland ve Cara Delevingne gibi ünlü oyuncuları da içeren kadrolarla sahneleniyor. Müzikaller gibi her gün gidilebilecek bir konser de bulabilirsiniz. Bu ayki Dua Lipa konseri için biletimi 6 ay önceden aldım.
Turist Olmak Hep Güzel
Londra’ya ilk taşındığım hafta gittiğim ve beni büyüleyen The National Gallery’yi daha sonra defalarca ziyaret ettim. Fakat nedense British Museum’a daha yeni gidebildim, ne hata. Tek bir seferde bitirmek mümkün değil, planınızı ona göre yapın. Ayrıca bir yere uğrayasım yoksa Big Ben saat kulesini veya Parlamento’yu görecek şekilde rotamı değiştirip kendime biraz yürüyüş şansı tanırım. Bu tarihi binalar hiç değişmese de sokaktaki müzisyenler, farklı sanatçılar ve etraftaki insanlar hep değişiyor. Müthiş bir şey!