Güzellik Algılarının Şekillendiği Mecrada Üretmek: Influencer Damla Altun Anlatıyor

Kendi hayatını pek çok yönüyle takipçileriyle paylaşırken güzellik içeriklerine de sık sık yer veriyor. Yaptırdığı işlemleri de acısıyla, faydasıyla paylaşmayı ihmal etmiyor. 

Toplumun güzellik algısını en çok şekillendiren mecralarda sadece tüketici olmaktan çıkıp üretenlerden olmak aynı zamanda sorumluluk. Damla Altun’la güzellik sektörünün şekillendiği sosyal medyada kadın üretici olmayı konuştuk.

Güzellik algın yıllar içerisinde nasıl değişti? 5 yıl önce ile bugünü karşılaştırdığında senin için “güzellik” tanımının değiştiğini düşünüyor musun?

Kesinlikle! Buna yaptığımız makyajlar ve stilimiz de dahil. Sanırım trendlerin bizi ele geçirmesine de izin veriyoruz. Nasıl ki bir dönem yoğun makyajları, kıvrımlı vücutları, bol dekolteli kıyafetleri güzellik algımızla bağdaştırıyorsak şu an neredeyse tam tersi. Benim güzellik algım ise en başından beri hep naturel tonlarda giyinmek ve makyaj yapmak üzerine şekillendi.

Cosmo’da yaptığımız araştırma, sosyal medyanın güzellik algılarımız konusunda rol oynayan en büyük faktör olduğunu gösteriyor. Sosyal medya tüketicisi olarak sen nasıl etkileniyorsun?

Mesela son dönemlerin “Clean girl” trendi popüler olduğunda bunu bire bir kendime uyarlamak yerine kendime yakışacak olan şeyleri denemek istedim. Sıkı bir topuz modeli gibi. Trendlerin bana kattığı elbette çok şey var. Fakat onların peşinden koşmuyorum. Kendime yakışacak bir şey varsa bunu kendime uyarlamaya çalışıyorum sadece. O yüzden de sanırım tarzım hiç değişmez, yıllardır aynı çizgide, yeniliklere izin vere vere devam ederim.

Milyonlarca insanın yorum yapabildiği bir sektörde kendi güzellik algılarını nasıl koruyorsun?

Sanırım biraz inatçıyım bu konuda. Kendime yakıştığını düşündüğüm bir şeyi kolay kolay değiştirmiyorum. Kaşlarımı beğenmiyor beni takip eden arkadaşlarım mesela. Bense kaşlarımı öyle sevdiğim için değişime gitmiyorum.

İçerik üreticisi olarak “güzellik” temasının takipçilerinle etkileşimde nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsun? 

Sosyal medya hesaplarımda kombin videolarına, hazırlık ve makyaj içeriklerine sıkça yer veriyorum.

Yeni bir ürünü gösteriyorum, merak ettikleri bir ürünü nasıl uyguladığımı paylaşıyorum. Bunun hem öğretici hem de keyifli olduğunu düşünüyorum.

Güzelliğin bir unsuru da çeşitli estetik işlemler. Artık bu konuda çok daha şeffaf olmanın takdir gördüğü bir zamandayız. Sen de bu isimlerden birisin. Yine de sence bunun bir sınırı var mı?

En başından beri yaptırdığı her işlemi paylaşan biriyim. Bu bir kaş laminasyonu da olabilir bir burun estetiği de. İnsanlar merak edip sorduğunda anlatıyorum ama yönlendirici olmamaya dikkat ediyorum. Yaşı küçüklerin de takip ettiğini düşünürsek bu kısımda kullandığımız cümleler çok önemli. O yüzden evet, bir sınırı olmalı.

Bir influencer olarak “iyi ki” dediğin ve anlatmayı tercih ettiğin işlemler var mı?

İyi ki burun estetiği oldum çünkü yıllardır birlikte mutlu olamadığım, kendimle barıştıramadığım bir parçamdı.

Daha minik, ince bir dokunuşla istediğim görüntüye ulaştım diyebilirim. Ve iyi ki dişlerimi yaptırdım. Üst ön dişlerimde bir çarpıklık söz konusuydu ve maalesef hem konuşmamı hem de gülüşümü bozuyordu. Şu an kendimi kat kat daha iyi hissediyorum.

“De-influence” kültürü hakkında ne düşünüyorsun? Senin “de-influence” edeceğin bir şeyler var mı?

Keşke yaptırmasaydım dediğim bir işlemim yok ama yıllar önce liposuction ameliyatı oldum. Karın bölgemdeki etkisi çok çok iyi fakat kol ve bacak bölgesinde büyük bir değişim olmadı bu yüzden o kısımları yaptırmasaydım da olurdu diyorum. O acıya katlanmaya gerek yokmuş.