Devir Ev Partisi Devri

Ev partileri, aslında insana dair ilk sosyalleşme deneyimlerinden
biri. Bilinen ilk ev partisi örneğinin Göbeklitepe’de bir av kutlaması olduğu düşünülüyor. Antik Yunan’daki symposion’lar, Roma’da kurulan büyük sofralar, Ortaçağ’da evlerde düzenlenen şölenler, 18. ve 19. yüzyılın entelektüel salon buluşmaları... İnsanlar tarih boyunca “Bende toplanıyoruz!” demenin bir yolunu bulmuş. Yani evde toplanıp yiyip içmek ve eğlenmek, asırlardır süregelen bir ritüel.

Tarım toplumlarında ev partileri, kaynakların imece usulü toplandığı
ve birlikte yemek pişirip dayanışma kurulan etkinliklerdi. Ortaçağ’da Arap dünyasında ev partileri, hükümdar ve meliklere ek olarak, “sivil kişiler” diyebileceğimiz tüccarların sosyal hayatında da önemli bir yere sahipti. Kiralanan erkek (gılman) ve kadın (cariye) köleler, misafirlere hizmet etmekten şarkı söyleyip dans etmeye kadar her işi üstlenmek durumundalardı.

20. yüzyılda evler, giderek daha fazla ev sahibinin parti yaptığı özel alanlar haline geldi. Tabii burada kentleşme, bireyselleşme ve eğlence anlayışının nasıl şekillendiğinin de etkisi vardı. Şehirli orta sınıfın ve burjuvazinin önemli kültürel etkinliklerinden biri haline gelen ev partilerine kadınların katılımı da bu dönemde artmaya başladı.

Modern ev partileri tarihinde, Amerika’nın Caz Çağı olarak adlandırılan ve alkol yasağının da damgasını vurduğu Kükreyen Yirmiler’i es geçmemek gerek. 1929'daki Wall Street’in çöküşü ve Büyük Buhran’a kadar Muhteşem Gatsby misali görkemli ev partileri, zenginliğin ve aşırılığın bir yansımasıydı.

Diğer yandan, 1920’lerde Harlem’de ortaya çıkan kira partileri, kiracıların müzisyen tutarak dairelerinde düzenlediği, katılımcılarından kirasını bağış olarak topladığı etkinliklerdi. Siyahların evlerinde düzenlediği bu dayanışma partileri, jazz ve blues müziğinin yanı sıra swing danslarının gelişiminde de önemliydi.

1950’lerde Batı’nın orta sınıf ailelerinin verdiği kokteyl partisi furyasından Demokrat Parti dönemi de nasibini aldı. Türkiye’nin zenginleşen orta ve üst sınıflarının ev partilerinde misafirlere ithal içki sunuluyor, modern müzik eşliğinde danslar ediliyordu.

Ev partileri hayatımızda tahminimizden daha fazla yer kaplıyor. 1961 yapımı Tiffany’de Kahvaltı filminde Holly’nin sabaha kadar süren ve komşularının şikayetçi olduğu ev partileri ikoniktir. Hip-hop, 1973’te Güney Bronx’taki bir ev partisinde DJ Kool Herc’in parçaların “break” kısımlarını izole edip tekrarlamasıyla doğdu.

1960’lar ve 70’lerde karşı-kültür hareketleriyle birlikte ev partileri, özgürlük ve ifade alanlarına dönüştü. İran’ın meşhur ev partileri, toplumun baskıcı normlarına karşı insanların eğlenebildiği, özgür hissedip kimliklerini keşfedebildikleri sınırlı alanlardan. 80’lerde Türkiye’nin yaygın apartman hayatına uyum sağlayan ev partileri, sosyal medyanın hayatımıza girişiyle “paylaşılabilir” oldu.

Covid-19 pandemisi nedeniyle evlerimize kapandığımız günlerde, alternatif sosyalleşme ve partileme pratikleri de gelişti. Örneğin, Zoom üzerinden yapılan ClubCoweed etkinliklerinde aynı anda farklı evlerde bulunan pek çok kişinin katılımıyla, sanal ev partileri verildi. Bu partilerin katılımcıları, pandemi yalnızlığını ve dünya çapındaki karamsarlığı, evini direniş ve özgürlük alanına çevirip sanal partilere katılarak kırmaya çalıştı. 2020’nin Ağustos ayında pandemi gerekçesiyle evlerde parti verilmesini yasaklayan Airbnb, 2022’de bu yasağı kalıcı hale getirdi.

Karantina günlerinin sanal ev partileri bugünlerin olayı olmasa da, partiyi eve taşıma gerekçelerimiz gün geçtikçe artıyor. Muhafazakar politikalar, alkollü içkilere uygulanan yüksek vergiler ve ekonomik krizin etkisiyle dışarıda içki tüketimi cep yakarken, bir kokteyle bütçesinin hatırı sayılır bir kısmını bırakmak istemeyen kişilerin sayısı artıyor. Ev partileri, tam da burada devreye giriyor!

Komşu ülkelerin eğlence mekanlarından paylaşılan adisyonlardaki bütçe dostu maliyetlere, Türkiye’de ancak ev partisi yapabiliyoruz. Bu buluşmalar, katılımcılarına bütçelerine uygun biçimde eğlenme alanı sağlıyor. Eğer uyuzun biri de müziği ele geçirmediyse değmeyin keyiflere.