Kendini Keşfetme Sanatı: Esra Ruşan

Palette ve Toplum Gönüllüleri Vakfı iş birliğiyle gerçekleşen projede, birbirinden yetenekli kadınlar bir araya gelerek, üniversiteli genç kadınların sanata ve eğitime erişimine destek oldular. Bu isimlerden biri de Esra Ruşan'dı. Esra Ruşan ile kadın olmanın yaratıcılık üzerindeki etkilerinden ve sanatı bir şifa aracı olarak nasıl kullandığına kadar pek çok konuda samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Kadın olmanın yaratıcılığına kattığı en güzel şey nedir?

Kadın olmak bu ülkede maalesef başlı başına bir öfke ve direnç getiriyor. Güçlü olmak zorunda kalıyorsunuz; öngörüleriniz ve önsezileriniz daha keskin olmak zorunda kalıyor. Hayvana, insana, "öteki" olana karşı duyarsız kalamıyorsunuz, hep kucak açmanız gerekiyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde de yaratıcılığınızı besleyebilecek pek çok önemli etken bulabiliyorsunuz.

Hayatında korkularına rağmen attığın en cesur adım neydi?

Şu sıralar hayatımda korkularıma rağmen attığım en cesur adım uçağa binmek oldu. Çünkü yaklaşık 5 senedir uçağa binmiyordum. Bir uçak fobim vardı fakat geçen hafta ilk kez uçağa bindim. Benim için en büyük adım buydu.

Saç stilindeki değişiklikler, kendini ifade etmenin bir yolu olarak senin için ne anlama geliyor?

Saç stilimdeki değişiklikler benim için bir bütünün parçası. Saç stilimdeki değişim, aynı zamanda makyajıma ve o günkü kıyafetime de yansıyor. Alışıldık ve bilindik bir stilin dışına çıkmak o gün bana bir heyecan verir ve hoşuma gider. Hatta bu fark edilirse ve övgü alırsam, bu durum kendimi iyi hissettirir. Cesur adımlar güzeldir, korkmamayı gerektirir düşüncesini hatırlatır. Bu yüzden saç stilimdeki değişimlerde her zaman iyi hissederim.

⁠Umutla dolu bir gelecek kurmanın en önemli adımının ne olduğuna inanıyorsun?

Bu, yıllardır sorulan ve cevabı aranan bir soru. Umutla dolu bir gelecek kurmanın en önemli temeli kesinlikle eğitimdir. Çocukların eğitimi, geleceğe umutla bakmamızı bir nebze de olsa sağlayabilir. Çünkü eğitim aslında çok kapsamlı bir kavram; içinde hayvanseverlik, doğaya, insana ve ötekine saygı, kapsayıcı olmak ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Bu donanımlara sahip bir insan dünyaya fayda sağlayabilir. Umutla bakabilmemiz için bu değerlere ihtiyacımız var. Aksi takdirde, sadece tüketen, talan eden, yiyen canlılar haline geliriz.

Bir karakteri oynarken kendini nasıl motive ediyor ve yaratıcılığını nasıl canlı tutuyorsun?

Bir karakteri canlandırırken kendimi motive etmiyorum. Aslında karakteri okurken, o karakteri oynamaya dair motivasyonum zaten oluşuyor. Eğer bir motivasyon oluşmuyorsa, o karakteri oynamak istemiyorum ve kabul etmiyorum. Bu yüzden, daha işe başlamadan belli bir heyecan buluyorum kendimde. İşin içinde olduğumda da bu motivasyon, iş arkadaşlarımla ve yönetmenimle birlikte artarak devam ediyor.

Bunalmışlık hissettiğinde içindeki keşfetme arzusuna nasıl tutunuyorsun?

Tam da bunaldığım ve hayatımda sıkıştığım dönemlerde, gerçekten sanat aracılığıyla rahatlamayı tercih etmiş bir insanım. İlk resim yapmaya başlama nedenim de buydu. Kendimi çıkışsız, yalnız ve kötü hissettiğim bir dönemdi. Bir şekilde, bir tuval ve birkaç boya ile resim yapmaya başladım. O günden bugüne kadar hâlâ resim yapıyorum. Ne zaman daha dramatik, melankolik ve umutsuz hissetsem, sanatla şifa bulmayı tercih ediyorum. Sanat benim için gerçekten bir çıkış yolu. Mutlu anlarımda değil, mutsuz anlarımda bana destek olan bir araçtır.