Duygusal Dünyamız da Tükenir: Duygusal Enerji Tasarrufu

Enerjiyi sadece fiziki çalışmanın tükettiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü duygusal dünyamızın da tıpkı telefonlarımız gibi bir şarjı var.
GettyImages-1252949444.jpeg
Getty Images

Soyut olan her şeyi sınırsız sanmak bizlerin hatası. Duygularımızı da uçsuz bucaksız ve sonsuz sanıyoruz ama duygusal dünyamız da tükenir. Bazen “dramalar” ve “enerji vampirleri” tarafından tüketilirken, bazen etrafımızda olan biten olumsuz gelişmeler duygularımızı tüketir.

Duygusal dünyamızı tüketenler

Sosyal medya

Her gün birçok moral bozucu olayla karşı karşıyayız. Olan bitene karşı duyarsız olmak anlamında demiyorum ama haberlerden ara ara uzaklaşmak, sosyal medyada duygusal enerjimizi yiyip bitirecek paylaşımları izlememek / dinlememek kendimizi korumak için yapmamız gereken bir şey. Benim duygusal dünyama haber ve sosyal medya detoksu yapmak iyi geliyor.

Tabii duygusal dünyamız sadece gündemden dolayı tükenmiyor. İşin ciddi ve can sıkıcı nedenlerinin yanında magazinsel olanları da var. 

Dedikodu

Dedikoduyu hepimiz severiz. Özellikle de arkadaş gruplarında dönen gıybetlere hepimizin zaafı var, biliyorum. Fakat bunu sürekli yapmak, bitmeyen mesajlar, tartışmalar, gerginlikler duygusal depomuzda büyük bir delik açılmasına sebep olur. Başkalarını konuşurken kendi hayatımızdan, vaktimizden, enerjimizden çalıyor olabiliriz. Aklıma bir tek ‘’zenginin malı, züğürdün çenesini yorar’’ atasözü geldi ama genel olarak gereğinden fazla dedikodu sadece çenemizi ve duygusal depomuzu yorar. Dramalardan, gıybetlerden uzak durmak duygusal enerjiyi tasarruflu kullanmanın en önemli parçalarından biri. 

Enerji vampirleri

Bir diğeri de enerji vampirleri. Bazen çok sevdiğimiz bir arkadaşımız hatta akrabamızla aynı ortamda buluşuruz. O buluşmanın sonunda üstümüze bir ağırlık çöker, kafamız beton gibi ağırlaşır, “Ay bana bir şeyler oluyor!” moduna gireriz ya… İşte o kişi bir enerji vampiri olabilir, çok üzgünüm. Enerji vampirleri iki türlüdür. İlk grup Cullen ailesi gibi iyicil vampirlerdir. Diğeri ise Dracula tipi kötücül vampirler. Cullen’lar tipi enerji vampirleri bunu farkında olmadan yapar, yani nazar dediğimiz etkiyi yaratırlar. Ama kötücül olanlar sürekli negatiflikten beslenen insanlardır. Hayatınızda sürekli şikayet eden, memnuniyetsiz ve negatif insanlar varsa onlarla bir arada vakit geçirmek konusunda iki, üç, beş, on kez düşünün derim.

Her şeye evet demek

Her şeye evet demek de duygusal enerjiyi bitirir. Kibarlık yapayım, kimseyi üzmeyeyim derken her şeye evet derseniz kendi duygusal enerjinizden yersiniz. Örneğin aile evindesiniz ve bir misafir geldi. Anneniz misafirlerle oturmanız için baskı yapıyor ancak siz odanızda Netflix & Chill takılmak istiyorsunuz. O zaman odanızda takılın! (Umarım anneniz okumaz!)

Geçmişe takılıp kalmak

Yine bir atasözüyle geliyorum insanın kendine yaptığını bir köy toplansa yapamaz derler. Aynı o hesap duygusal enerjimize en büyük zararı veren şey geçmişe takılı kalmak. Hepimizin hayatında talihsizlikler, çöküşler, bitişler oluyor. Kolay kolay da atlatılmıyor bazı şeyler. Ama önemli olan önüne bakabilmekte. Geçmişteki ilişkimizde takılı kalmak bize bugün ne kazandırıyor? Bir de bunun geçmişte olan olayları sürekli temcit gibi ısıtıp kendini dolduran versiyonları var. Yani bir kavgadan sonra gece yattığımızda o kavgayı tekrar düşünüp "of keşke kavga sırasında şunu deseydim" perilerine hepimiz teslim oluyoruz. Ama o kavgayı her gün her gece düşünüp kafamızda yeniden yeniden canlandırıyorsak orada bir sıkıntı var demektir. Karşıdaki kişinin ruhu bile duymazken siz hem duygusal enerjinizi tüketiyor hem de uykunuzdan veya huzurunuzdan mahrum kalıyor olabilirsiniz.

Peki biten şarjları nasıl dolduracağız?

Onun yolu da farkındalık dolu aktivitelerden geçiyor. Meditasyon, yoga gibi aktiviteler hem kendinizle vakit geçirmenizi hem de deponuzu doldurmanızı sağlıyor. Yok ben öyle antin kuntin şeyler yapamam, diyorsanız ya da benim gibi üşengeçseniz (benim için durup sakince yatmak da çok zor ama neyse) sadece beş dakika gözlerinizi kapatıp nefesinize odaklanarak dinlenin. Veya açın komik kedi videolarını izleyin, pamuk gibi olursunuz. Karar sizin.

meldamerilov
Melda Merilov
Yazar
27 yaşında. Hem yazmayı hem de mevsim olarak yazı seviyor. Şaka yapmadan canı sıkıldığı için bir türlü bunalıma giremiyor. Mevzuyu çok uzatmadan kafiyeli laflarını burada bitiriyor.
Haftalık