Nights of Cosmo

Cosmo Deneyim: Bir Hafta Sütyensiz Gezdim

Balensizlik çok güzel, gelsenize.

YAZAR: Alara Demirel
kapak.png
Çizim: Sevde Kaya

20 kilo aldım, beynim yarısının memelerime gittiğine inanıyor. Bu aralar sırf sütyen giymemek için evden çıkmıyordum ama onları salma vakti geldi.

Yıl 2019. Klişeye uygun şekilde Nişantaşı’ndayım, birazdan memelerimi yeni şekline kavuşturacak kişiyle ilk defa görüşeceğim ve tabiri caizse brief vereceğim: “Limon meme olsunlar, parizyen meme. Sütyen giymek istemiyorum, kombinlerime yakışmıyor.” Sonraki dört yıl boyunca, sütyen giydiğim tek bir anı hatırlamıyorum. Bu karar için “Yatırım tavsiyesidir” diyebilirim yani. E, niye yazıyorum o zaman bu yazıyı? Memeleriyle çok rahat olan kız, kombinlerini mi paylaşacak? Yok yok, dinleyin beni lütfen. O ameliyattan beri 20 kilo aldım ve limonlar kavun falan oldu. Tamam, biraz abartmış olabilirim, A kuptan C kupa geçti diyelim. Ama ben Z oldular gibi hissediyorum ve bazen sırf sütyen giymemek için evden çıkmıyorum.

Nasıl Yapılır?

- Küçük hedeflerle başlıyoruz, ev veya yakın çevrenizdeyken ilk adımı atıyoruz.
- Omuzlarımız dik, başımız yukarıda yürüyoruz.
- İnsanların ağzı torba değil, büzülemiyorlar, unutmuyoruz.
- Aynanın önüne geçip kendimize “Canım kendim, çok güzelim” diye gaz veriyoruz.

Nasıl Yapılmaz?

- Rahat hissetmediğimiz ortamlarda kendimizi zorlamıyoruz.
- Yorumlarıyla tribe sokan insanlardan uzak duruyoruz.
- Zihniniz bedeninizi yar- gıladığında “Yazık, öyle öğrenmiş” deyip cahille muhabbeti kesiyoruz.
- “Ne giyeceğim?” telaşına kapılmıyoruz, bedenimiz aynı beden!

Ne Öğrendim?

- Hava serinken ve kat kat giyinince daha kolay...
- Beyaz üst bir tık daha zor, ilk adımı renklilerle atabilirdim.
- Sütyen tek seçenek değil, meme ucu kapatıcı gibi seçenekler mevcut.
- Sütyene çok para harcıyoruz!
- Günler geçtikçe memelerimin büyüklüğünü kafamda kurduğumu anladım.
- Büyük büyük daha da büyük annelerimiz hiç giymeden yaşamıştı zaten, alo?

Selam Kilolar, Sizi Memelere Alalım

Evet, bir hafta boyunca ben para vermeden yenilenip büyüyen memelerimle sütyensiz gezdim. “It girl” tribindeki kombinlerimi yapamıyorum, dolabımın yarısına giremiyorum, bol giyindiğim zaman da “Neden daha büyük duruyorlar şimdi? Yokmuş gibi görünmeleri gerekmiyor mu?” sorularıyla kafayı yiyorum. Halbuki meme bu, varlar ya, tabii var olarak görünecekler. Önceden söyleyeyim: Bu süreç boyunca çoğunlukla Beşiktaş bölgesindeydim ve ulaşımlarımı yürüyerek veya taksiyle yaptım. Şartlar rahat ama beynim ve hareket eden kadın uzantısı görünce saçmalayan eril bakışlarla baş başayız, hadi bakalım!

Pazar: Bol Giysem Yok Olurlar mı?

“Disfori” denen bir şey var, fiziksel “kusur” olsun olmasın, zihinsel olarak orayla kusurluymuş gibisine meşgul oluyorsun. Benim durumum o. E, tabii ki ilk günden güvenli bir yerde olmam gerekiyordu: Sinemaya gidip Beetlejuice Beetlejuice’u izleceğim. Karanlık ya, mis gibi. Her daim el ele yürüdüğüm balensiz, spor sütyenine bir kala bralet’imi atıyorum kenara çekiyorum eşofmanları. Memelerim istediği kadar sallanabilir çünkü üstümdekiler o kadar bol ki, 16 yaşındaki biri Billie Eilish olmaya çalıştığımı sanabilir.

Yolda yürürken kendime “Cosmo kızısın sen, devam” diye gaz veriyorum, işe yarıyor. Karşıdan karşıya geçerken erkek bireye gözlerimle “Ne bakıyorsun, alo?” diyorum. O da işe yarıyor, bakmayı kesiyor. Aferin ona!

Pazartesi: Ofise Meme Uçlarını Getir Günü 

Türkiye’de çalışıyorum, ofiste memelerimin kimsenin umrunda olmayacağı kesin. Beyaz tişört giymeye karar veriyorum ve sonbahar aylarında da, küresel ısınma sağ olsun, her yerde klima sonuna kadar çalışıyor. Bu ne demek? Meme uçlarım asla güvende değil demek. Ayrıca ışıklar, oldukça tepeden yansıyorlar ve insanın selfie’sinde hiç güzel çıkamaması için yemin etmiş gibiler. Iyy yani, her şey en kötü açıdan ortada.

Baskıya giden dergi telaşında kavun memelerim aklıma gelmiyorlar tabii. İlk bahaneyle sweatshirt’ümü üzerime geçirip meme uçlarımı saklamam dışında sıkıntı yok. Daha “Meme Uçlarına Özgürlük” diyen Miley Cyrus olamadım, diyorum, salıyorum. Onları hâlâ “absürt şekilde büyük” ve sütyensiz olduğu için “orantısız” buluyorum ama tuvalet aynasında gözlerimi kendimden kaçırmıyorum, tebrikler bana!

Salı: Kokteyl Shaker’ını Çok Sallama!

Beca İstanbul’da farklı tariflerle Cosmopolitan yapmayı öğreneceğim bir etkinlik var, oraya gidiyorum. Bol beyaz gömlek ve jean kombinime Devil Wears Prada’daki Miranda Priestly göz devirebilir. Fotoğraf çekilir, hem de flaş kullanılır, memelerim görünür diye Overthinkistan’a tek yön biletim var ama onları yapışkan kumaş bantlarla sabitliyorum. İnanmışım yani. Etrafım kadınlarla dolu olduğu için rahatlıyorum, sallıyorum shaker’ı ve memelerim bana “Bizden utanırken daha mı iyiydi acaba ya?” diye bağırarak soruyorlar. Bu mucizeyi mümkün kılan bantlara olan sevgim, onları çıkartırken yapışkan yüzünden geriye kalan kızarıklıkları görünce sona eriyor. Güzellik acısız da olabilmeli diye düşünüyorum.

alara.png
Alara Demirel

Çarşamba ve Perşembe: Evde İyiyiz

Bir gün evden çalışıyorum, diğer gün ucundan mahallelim sayılan, çift arkadaşlarımın evine gidiyorum. Taksideyken memelerimin önüne çantamı iliştiriyorum. Bunu yapmam gerektiği için gıcık oluyorum, bünyeme feminist atak yükleniyor. Ama çantayı çekmiyorum. Bunun dışında her şey yolunda. Zaten ev rahatlığı ve sütyensizlik, hepimizin bildiği üzere, en yakın arkadaşlar. Belki de kavunların büyüklüğü kafamdaki kadar anormal değildir?

Cuma: Bir Daha Sütyenle Uçmam

İstanbul Havalimanı’ndan Dalaman’a varmak üzere yola
çıkıyorum. Haftanın başında kafamdaki soru “Acaba dünyanın dört bir yanından birleşen yolcular memelerime hazır mı?” gibi bir şey olurdu ama rahatlık batmadı ya, tabii ki sütyenle uçmuyorum.

Cumartesi: Doğanın Umrunda Değil


Göcek’teyim, “spor sütyeni” diye bir şey lügatımda yok çünkü ormanda yürüyüş yapıyorum, ağaçlar da memelerimle cinsel bir objeymiş gibi ilgilenmiyorlar. Köy yolundayken oturup muhabbet eden bir grup insan görüyorum, yanlarından geçerken feminist atak gelecek mi diye bekliyorum ama beynim kendini yiyip bitirmemeyi başarıyor.

Hepsini Kafamda Kurmuşum

Bir hafta boyunca sütyenin bıraktığı meme altı çizgisini görmemek, hayata karşı inancımı artırdı mı? Artırdı. Peki neyi hatırladım? Memeler, onları tutan bir sütyen olmadan bedenimizden ayrılıp kafalarına göre deli deli hareket eden varlıklar değiller. Erkek yazarların “Merdivenden inerken memeleri usulca zıplıyordu” tarzı cümlelerinin ahmaklığını unutmamak gerekiyor. Bir özet olarak ev dışındaki sütyensiz hayatımdan umutluyum ama memelerimi yeniden küçültme planlarım hakkında başka zaman konuşalım!

IMG_9348.JPG
Alara Demirel
Konular ve Popüler Kültür Editörü
Kronik çevrimiçilik sendromundan beslenen Alara'nın editoryal yolculuğu, 2007'de hayran kurgu yazarak başladı. Karşılaştırmalı Edebiyat okudu, 2016'dan beri medya ve yayıncılık sektörlerinde aktif olarak yazıyor, proje yönetiyor ve metin edit'liyor. Popüler kültür, kuir feminizm, sapfik ilişkilenmeler, hayranlık müessesesi veya Çocuk ve Genç Yetişkin Edebiyatı'ndan bahsedildiği gibi kulakları dikleşir.
Devamını okumak için tıklayın