Denedim: Manifestival’de Kız Neşesine Doydum

Manifestival iki gün sürdü, 28 ve 29 Haziran. Ben de oradaydım ve söyleyebilirim ki: Kız neşesi mi arıyorduk? Buldum. Denedim. Onayladım.
denedim-manifestival
Hazal Kafadar

Öncelikle… Manifest, Türkiye’nin uzun zamandır beklenen o “kız grubu” boşluğunu dolduruyor. Hepsi’den sonra ilk defa böyle bir şey hissediyoruz. Ve bunu gerçekten herkes özlemiş. Festival alanına girer girmez anlıyorsun: Her yaş grubundan kadınlar, gençler, anneler, çocuklar… güven balonu yaratılmış resmen. Neredeyse %90 kadın dolu kocaman bir alan. Bir festivalde kendimi bu kadar rahat ve güvende hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.

denedim-manifestival

Alan gerçek bir renk cümbüşüydü! Her Manifest üyesinin kendine ait bir rengi var ve fanlar da en sevdikleri üyenin rengine göre giyinip gelmişlerdi. Ben mesela “Zoktay” oldum. :) Gökkuşağı gibi bir kalabalık. Kimse “fazla mı?” diye düşünmemiş. Herkes pırıltılı, renkli, özgür. Bence Manifest’in en büyük başarısı bu: Bize özgüvenle “kız gibi” olmayı hatırlatmak.

Konser öncesinde line-up’ta Aydeed, Tuana gibi çok iyi sesler ve daha birçok isim ile dans grubu sahne aldı. Ama esas büyü akşam 8.30’da başladı: Manifest sahneye çıktığında hepimiz bir anda başka bir evrene ışınlandık. Sahne tasarımı bile bir peri masalı gibiydi. Dans koreografileri şahane, canlı vokaller net ve güçlü. Hangi kız öne çıkıyorsa sahne onun rengine boyanıyor. Gerçekten sahnede ışıldıyorlar. Ve dürüst olayım, Türkiye’de böyle bir kız grubu performansı izlemeyi özlemişiz.

En çok hoşuma giden şey şu oldu: 7-8 yaşındaki minikler, 20’lerinde cıvıl cıvıl kızlar, 30’larında “Hepsi zamanı biz de böyleydik” diyen ablalar… Hepimiz oradaydık. Manifest’in en büyük başarısı bu bence: Kadınlara kız olmanın, neşeli olmanın, rengarenk hayaller kurmanın o çocukluk hissini geri vermek. Çünkü bu 6 kız Türkiye’de kadınlara yeniden bir “kız neşesi” hediye etti. İçimizdeki ışığı açtı.

Türkiye’nin şu an en çok ihtiyacı olan şeylerden biri buydu bence: kız kardeşlik, güven, renk, ses, dans, özgüven. Ve Manifest tam da bunu sahneye taşıyor. Sesleri şahane, enerjileri harika ve gerçekten sahneye çok yakışıyorlar.

Kısacası, Manifestival’e gittim. Denedim. Ve çok sevdim. Türkiye’nin kız neşesine yeniden kavuştuğunu görmek inanılmaz güzeldi. Ve evet: Bu 6 peri kızı sahiden de çok iyi yerlere gelecek. Bence hazır olun çünkü renkli günler bizi bekliyor.
 

Hazal-kafadar.JPG
Hazal Kafadar
Creative Projects Specialist
Helloo! Ben Hazal 11 Ağustos 1999 Eskişehir doğumluyum. Küçük yaşlardan beri büyük ilgi duyduğum moda dünyasında kendimi geliştirmek için International University of Valencia ve Rome Business School’da International Fashion Management üzerine çift diploma programı tamamladım. Moda ve editoryal içerik üretimi alanında InStyle gibi dergilerde çeşitli çalışmalarımın ardından şu an büyük bir aşkla Cosmopolitan’dayım! yazılarımla modanın hikâyesini anlatmayı çok seviyorum. Umarım siz de seversiniz!
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık