Sedef Sebüktekin'le Müzik Dolu Bir Yolculuk: Yeni Albüm, Yeni Hikayeler

Biz de onunla hüzünlü ve neşeli melodilerin arasında kaybolmaya hazırız.

Fotoğraf: Yağmur Genç
Fotoğraf: Yağmur Genç

Müziğin duygu dolu dünyasında, melodilerin kalbe dokunduğu bir atmosferdeyiz. Sedef Sebüktekin’in ev stüdyosunda yaratıcı yolculuğundaki müziğini ürettiği, şarkılarını yazdığı ve ilhamını hayata geçirdiği o özel alanda hayatının her detayına tanık oluyoruz. Melodileri, kendi iç dünyasından ve hayata dair samimi itiraflardan besleniyor. Dinleyenlerin kendi hayatlarından bir hikaye ile ortak olduğu,  “Deli Değilsin”, “Kayboluyorum” ve “Sen İstersin” gibi şarkıları bizimle paylaşan Sedef ile birlikte notaların peşinden gidiyoruz. Onun için müzik, bir itiraf, dertleşme, bazen de bir kutlama. Her şarkısında, iç dünyasının küçük bir parçasını dinleyicisiyle paylaşıyor ve her yeni adımında kendi hikayesini yeniden yazmaya devam ediyor. Bu kez, onunla heyecan verici bir albüm sürecine tanıklık ediyoruz.

Her müzisyenin hayatında bir dönüm noktası vardır. Senin için “Evet, müzik yapacağım.” dediğin o an ne zamandı? İlk ilhamını nereden aldığını hatırlıyor musun?

Müzik benim için liseden beri vardı ama ciddi bir şekilde bu yolda ilerlemeye karar vermem, Sofar performansımla oldu. Şarkımı kaydedip yayınladıktan sonra aldığım güzel geri dönüşler bana "Evet, insanlar dinliyor ve devam etmeliyim." hissini verdi. O an benim için bir kırılma noktasıydı. Müziğimin tanıdığım kişilerin dışında çıkması ve başka insanlarında benim müziğimi dinlemeleri artık dinleyicilerim var / olacaktır şeklinde özgüvenimin gelişmesine sebep oldu.

Müzik yolculuğunda, “İyi ki bu adımı atmışım” dediğin dönüm noktası neydi?

İlk ses kartımı ve mikrofonumu aldığım gün diyebilirim. Bugün dinlediğiniz tüm şarkılar o küçük yatırımla başladı.

7.jpeg

Şarkı yazarken daha çok hangi duygulara odaklanıyorsun? Mesela aşk, kayıp, umut?

Genelde kendi kendime dert ettiğim şeyleri yazıyorum. Başkalarına söyleyemediğim itiraflar ya da kendi içimde çözüm aradığım duygular. Kendimle olan diyaloglarımı şarkı sözlerine ve müziğime döküyorum. Maalesef ki genelde hüzün ağır basıyor.

Sana ilk şarkı yazdıran şey aşk mıydı, ayrılık mı?

Lisede hoşlandığım bir çocuğu etkilemek için yazdığım şarkıydı. Arkadaşlarımla okul çıkışında neler yaptığımızı, nerelere gittiğimizi anlatmıştım.

Yeni albüm hazırlığında olduğunu duyduk ve şimdiden heyecanlandık. Bu albüm için seni en çok heyecanlandıran şey ne?

Yeni albümümle ilgili beni en çok heyecanlandıran şey farklı soundlar, teknikler denediğim bir süreç olması. Geçtiğimiz beş sene içinde biriktirdiğim küçük fikirleri bir araya getirdim. Ayrıca Dolu Kadehi Ters Tut ve Evdeki Saat gibi sevdiğim isimlerle çalışmak da ayrı bir heyecan oldu.

5.jpeg

Bu albümün genel havasını nasıl tanımlarsın? Daha melankolik mi, yoksa enerjik bir şeyler mi geliyor?

Hareketli, eğlenceli ve mutlu olarak tanımlayabilirim. Hüzün ve neşe arasında gidip gelen bir albüm olacak. Hayatımda da bir şeyler kabul edip, daha keyfini çıkarabildiğim bir dönemdeyim, albüm de bu ruh halimi yansıtıyor.

Bize bir stüdyo günü rutinin nasıl geçtiğini anlatabilir misin? Kahve, meditasyon ya da ilham veren başka bir ritüelin var mı?

Sabahları “sabah sayfaları” adını verdiğim bir yazı rutiniyle başlıyorum. Aklımdaki her şeyi kağıda döküyorum. Bazen durup bu konu hakkında bir şarkı yazayım diyorum. Bazen de kendiliğinden slogan gibi bir cümle çıkıyor. Onun devamını getirmeye çalışıyorum. Gitarı elime aldığımda bazen bir riff yakalıyorum, bazen de bir cümle beni harekete geçiriyor. Aslında bu süreci bir oyun gibi özetleyebilirim. Son noktasının ne olacağını tahmin etmeden hislerimi spontane şekilde aktarmaya çalışıyorum.

2.jpeg

Herkesin bir favorisi vardır; bugüne kadar yaptığın şarkılardan birine dönüp baktığında “Evet, bu benim ruhumu en iyi yansıtan şarkı” dediğin hangisi?

Kesinlikle "Deli Değilsin”. Hayatımın görece yolunda gittiği bir anda her şeyi bırakıp kaçmıştım ve bunu bir sebep için yaptığıma dair kendimi telkin etmem gerekiyordu. Bu davranışım dışarıdan bakıldığında çok mantıksızdı ve kendi kendime bunun böyle olmadığını hatırlatması için deli değilsin diye seslendiğim bir şarkı yazdım. Şarkıda da kendi endişelerimi, kaygılarımı ve hayatta kaybolduğum bu yerleri paylaşmaya karar verdim.

Beni müziğime dair motive eden en önemli şey dinleyicilerle aramdaki bağ kurma hissi.

Şarkılarını dinleyenler seninle çok güçlü bir bağ kuruyor gibi görünüyor. Hayranlarından seni en çok etkileyen bir yorum ya da mesaj hatırlıyor musun?

Tüm geri dönüşler çok samimi buluyorum ve değer veriyorum. Şarkılarımla beraber geçirdikleri vakitlerin özel bir yere konduğunu bildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Bu da beni daha fazla üretmek ve onlarla bağ kurmak için heveslendiriyor. Beni de müziğime dair motive eden en önemli şey de dinleyicilerle aramdaki bu bağ kurma hissi.

Bir konser anısı sorsak… Sahnede unutamadığın, seni çok güldüren ya da duygulandıran bir an var mı?

Bir konserimizde “Deli Değilsin” şarkımızı çalacaktık. Seyircilerden biri elinde bir doktor raporuyla sahnenin önüne geldi ve “Abla ben deliyim” dedi. Başta nasıl tepki vereceğimi bilemedim ama bence çok şekerdi. Gülümsemeden geçememiştim.

4.jpeg

Türk alternatif müzik sahnesi sürekli değişiyor. Sence bu değişim ne yönde ilerliyor ve sen bu dünyada kendini nerede konumlandırıyorsun?

Daha analog bir müzik keşif ve üretim sürecim var. Müzik üreten biri de olarak kendimi piyasada nerede konumladırıyorum, ne tarz müzik yapıyorum gibi sorularla sınırlandırmamaya çalışıyorum. Böyle yaparak de üretim sürecimde kendimi kısıtlamayıp, ortaya neler çıkardığımı görmek istiyorum. Bu yüzden bu süreci tasarlamamaya çalışıyorum.

Bize bir gününü anlat desek… Müzik dışında günlerini nelerle dolduruyorsun?

Kitap okuyorum, spor yapıyorum, film izliyorum. Ayrıca fotoğraf çekmeyi ve resim yapmayı da çok seviyorum.

Cosmopolitan okurları için şu an bir playlist hazırlasan ve buna sadece 3 şarkı koyma şansın olsa, o listeyi hangi şarkılar doldururdu?

Tame Impala - The Less I Know The Better
Bonobo - Expander
Akın Sevgör - Leftovers

3.jpeg

Diyelim ki biri seni bir şarkıyla tanımlayacak. Ama bu senin şarkın değil. Hangi şarkıyı seçerdin?

Yine Bonobo diyeceğim. Days to Come.

2024 yılını kendi şarkınla anlatmak istesen bu hangi şarkın olurdu?

Kesinlikle “Dert Olmasın Diye” olurdu. İnsanlar ne düşünür, ona dert olmasın, buna dert olmasın diye diye kendime hiçbir alan tanımadan, küçücük bir yerde sıkışıp kalmak ve sonunda bir hamleyle oradan kurtulmaya çalışmak gelgiti ile alakalı bir şarkı. 2024’te de biraz bunu başardığımı düşünüyorum kişisel olarak.

Kariyerinin başlarındayken şu anki Sedef Sebüktekin’e bir not yazacak olsan, ona ne söylemek isterdin?

Daha az şüphe, daha çok güven. Kendi düşüncelerine, hislerine inan derdim.

yigitcangenc1
Yiğitcan Genç
Yazar
Yiğitcan Genç, dergicilik hayatına bone Magazine & Curated Magazine dergilerinde başladı. Bant Mag., Dadanizm, L'Officiel Hommes Türkiye, Based Istanbul ve GQ Türkiye gibi yayınlarda editörlük yaptı. Dijital dünyada güçlü editoryal içerikler yaratmanın önemine inanarak üretimine devam ediyor.
Devamını okumak için tıklayın
Haftalık