Cosmo Kadınları Evliliği Anlatıyor

Hepimiz aile büyüklerimizden evliliklerle ilgili türlü hikayeler dinleyerek büyüdük değil mi? Peki evliliğin bir formülü var mı? Zamanla romantizm kaybolmak zorunda mı? Doğru insanı bulduğunuzu nasıl anlarsınız? Cosmo kadınları Bahar Ekinci Akçaoğlu ve Ceren Şensoy Sülek’e hepsini sordum. 

Bahar 22 yıl önce çocukluk aşkıyla evlenmiş, onların hikayesi filmlerdeki gibi. Hem de bir yaz aşkı filmi bu. Yazlıktan tanışan Bahar ve Can, seneler sonra tesadüfen aynı işyerinde çalışmaya başlamışlar ve aşık olmuşlar.

“İlk tanışıklığımız 9-10 yaşlarımıza kadar gidiyor. Kendisine hayran olarak büyüdüm diyebilirim ama onun gözü hep başka yerdeydi. Sonuç olarak ‘sadece tanışık’ kaldık uzun yıllar. İlişkimizin başlaması ise 2003’te şans eseri aynı işyerinde çalışmaya başlamamızla oldu. İlişkimiz de 8-9 ay sonra başladı.”

Ceren ise lise arkadaşıyla evli. Kısa sohbetler ve selamlaşmalar pandemi sırasında sosyal medya üzerinden tatlı bir sohbete dönmüş ve şu an evliliklerinin 5. ayındalar. 

Evlenme kararını nasıl aldınız? İlişkinizin kaçıncı senesiydi? 

B.E: Birlikte yaşıyorduk. Hayatı, evimizi, parayı, sorumlulukları çok güzel paylaştığımızın farkına varınca evlenmeye karar verdik. Beşinci yılda aldık bu kararı.

C.S: Evlenme kararı almadan önce birlikte yaşamaya karar verdik. 2 yıl birlikte yaşadık ve birlikte aynı evin içinde olmaktan keyif aldığımızı görünce de evlenmeye karar verdik. Evlendiğimizde ilişkimize başlayalı 4,5 yıl olmuştu. 

Evlilik teklifini kim etti? Kısaca anlatır mısınız?

B.E: Anlatamam çünkü teklif hiç olmadı. Bu bizim aramızda büyük bir şaka konusudur. ‘Sorsanıza nasıl evlenme teklif etmiş bana’ demeye bayılıyorum. Eşim hiç romantik değildir. Lafı uzatmayı, süslü aksiyonları sevmez. Bir sabah birlikte işe gidiyoruz. Arabayı ben kullanıyorum. Sanırım TEM üzerinde Ümraniye mevkiindeyiz. Bana dönüp “Gelecek hafta sonu ‘seni istemeye’ gelmek istiyoruz.” dedi. Sabahın 7’siydi, epey afallamıştım. Kendisine sorsan “Ne var canım zaten birlikte yaşıyorduk, ne gerek var teklife” der her seferinde. Söz kesmemizin üzerinden 1 yıla yakın geçtikten sonra doğum günümde pastamın üzerine “Benimle evlenir misin” yazdırmıştı. Baskılara ve eleştirilere dayanamamış. Bu da epey komikti. 

Hayatınızı geçirmek istediğiniz kişiyi bulduğunuzu nasıl anladınız? Nasıl emin oldunuz?

B.E: Birlikte yaşarken. Bu şansı bulmak çok kıymetliydi. Özellikle bu topraklarda çoğu kişi bu fırsata sahip değil. Küçük bir metrekare içerisinde hayatın sorumluluklarını paylaşmak size hayatınız ve yaşlılığınız hakkında harika bir önizleme veriyor. 

C.S: Zaten birbirimizin hayatında önemli yerlere sahiptik. Birlikte yaşamaya başlayınca her iki taraf da o sorumluluğu daha fazla ciddiye alıyor. Bir şeyler yolunda gidiyorsa o kişinin doğru insan olduğunu anlıyorsunuz. 

Evliliği nasıl bir şey olarak hayal ediyordunuz? İlk günlerinde en çok şaşırdığınız veya en heyecanlandığınız şey ne oldu?

C.S: Evliliğin fragmanını biraz olsun yaşadığımız için ekstra bir hayalimiz yoktu. Sadece somut olarak yüzüğün hayatımıza girmesi ve soyadı değişikliğiyle ailelere karşı ekstra bir rahatlık devreye giriyor. Bizi asıl heyecanlandıran nişan ve düğün kısımlarıydı. 

Yıllar boyunca evliliğinizde sizi en çok şaşırtan veya dönüştüren şey ne oldu?

B.E: Can çok disiplin ve rutin sever biri. Benim ise oldukça rahat bir yapım var. En azından vardı. Biraz üzüm üzüme baka baka durumu yaşadığımızı düşünüyorum. Yani kararan bu konuda ben oldum. Bu yönünü çok seviyorum çünkü. Rutinlerime ve bugünün işini yarına bırakmamaya bayılmaya başladım. Hala kendi tempom var ama dönüştüğümü de çok net görebiliyorum. Can da çok daha şefkatli oldu. Özellikle de sokaktaki canlara. Benim hayvan sevgim onu da dönüştürdü. Bambaşka biri oldu.

Evliliğinizin bu kadar süre sağlam kalmasında en etkili gördüğünüz alışkanlık veya yaklaşım nedir?

B.E: Birbirimizin hayatını asla zorlaştırmadık. Aksine hep kolaylaştırmaya çalıştık. Aldığımız, verdiğimiz her kararda hem bireysel hem de çift olarak birbirimizi anladık ve destekledik. Taş koymadık, ayaklarımıza basmadık. Kendi alanlarımız oldu. Müdahaleci yerine destekleyici olduk. Birbirimizin arkasını her zaman kolladık. Büyük kararları birlikte aldık. Eşimin hep söylediği bir şey vardır, ben de çok inanıyorum buna: “İnsan tek başına zaten mutludur, ilişkinin onu bir adım ileri taşıması, ikiyken daha mutlu etmesi gerekir. Bu olmuyorsa o ilişkiden uzaklaşmak gerekir.” Biz ikiyken hep daha mutlu olduk.

Evlilik öncesinde veya sonrasında birlikte yaşamaya başladıktan sonra, günlük rutinlerinize uyum sağlamak zor oldu mu? Nasıl üstesinden geldiniz?

C.S: Hiç zor olmadı çünkü birbirimize yardım eden, birbirimizin üzerinden yük alan bir çiftiz. Tam tersi karşılıklı rutinlerimize veya zevklerimize ayak uydurabiliyoruz ve saygı duyuyoruz. Bu da bizi benliğimizden uzaklaştırmıyor. 

İlişkinizi canlı tutmak ve heyecanı korumak için özel olarak yaptığınız şeyler var mı?

B.E: Birbirimize kişisel çok alan tanıyoruz. İkimizin de hayattan keyif almak için tek başına yaptığı hobiler, arkadaşlarımızla yaptığımız seyahatler var. Hem birlikte hem de ayrı ayrı hayatlar yaşıyoruz. Bu bize çok iyi geliyor. 

Zaman içinde ortaya çıkan çatışmaları çözerken hangi yöntemleri benimsediniz? Neyi asla göz ardı etmemek gerekiyor?

B.E: Asla çözmeden uyumuyoruz. Çok nadirdir birbirimize kızgın yatalım. Huzursuzlukları kafamızda büyütmeden, bir kaygı topuna dönüşmeden neticelendirmeye çalışıyoruz. İkimiz de içimizde asla tutmuyoruz. Asla dramdan ve huzursuzluktan beslenmedik ikimiz de. Tam tersi bizden uzak olsun diye çok çabalıyoruz.

Birlikte geriye dönüp baktığınızda 'İyi ki bunu yapmışız' dediğiniz en önemli karar veya deneyim hangisi?

B.E: Her kilometre taşını “iki başımıza” geçtik. Düğünümüz, balayımız, yaşadığımız evler, aldığımız tüm büyük kararlarda aileleri işin içine hiç sokmadık. Maddi olarak dahil etmeyince manevi olarak da dahil olmaları daha zor oluyor. Böylece Türkiye’de bolca yaşanan ailelerin ilişkilerin içine dahil olmasıyla yaşanan çatışmaları da bertaraf ettik. Bugün iyi ki yapmışız diyoruz. 

Geleceğe dair en büyük ortak hayaliniz ya da planınız nedir? Bu hayali birlikte nasıl gerçeğe dönüştürmeyi planlıyorsunuz?

C.S: Evlenir evlenmez yurt dışına taşınarak büyük bir hayalimizi gerçekleştirdik. Şimdi sırada ailemizi genişletmek var.