Seni Leylekler Getirmedi Yavrum

Çok sevgili anne babalar ve ileride anne baba olmayı düşünen okuyucular, o malum soru bugün tarafınıza iletilmediyse yarın kesin iletilecek. Çocuğunuz karşınıza geçip boncuk boncuk gözlerini açarak size “Beni leylekler mi getirdi?” diye soracak. İşte o an mavi ekran vermemek için bu konuyu çocuğunuzla nasıl konuşacağınızı şimdiden düşünmeniz lazım. Bilmemek mutluluktur derler ama buna cinsellikle ilgili konular dahil değil. Cinselliği ne kadar konuşursak o kadar sağlıklı. Özellikle de erken yaşlarda.
Aslında cinsellik kelimesinden ne anladığımızı daha doğrusu neyi yanlış anladığımızı belirleyerek işe başlarsak bu konuyu çocuklarla konuşmak daha kolay olur. Malum bizim toplumda cinsellik ya utanılacak ya da gülünecek bir konu olarak anlaşılıyor. Ancak cinsellik dediğimiz olay sadece seksten ibaret değil. Bunun içinde vücut mahremiyeti, cinsel hastalıklara ve bu hastalıklardan nasıl korunacağımıza dair doğru bilgi, regl döngüsü, ergenlikteki beden dönüşümü süreci ve en en hayati konulardan biri olan rıza kavramı var. Yani olay leylek sorusundan ve seksten ibaret değil. O yüzden küçücük çocuklara cinsellik mi anlatılır, diye kaş çatmak yerine bu konunun önemini ve kapsamını anlayıp öyle hareket etmek gerek.
Ben bu konuda şanslı olan nadir insanlardanım. Annem cinselliği benimle konuşmayı tam da yukarıda bahsettiğim gibi anlayan bir insandı. Öncelikle küçük yaşlardan itibaren bana “mahremiyet” kavramını öğretmişti. Uygun olmayan dokunuş nedir? Yabancılarla aramızdaki mesafe ne olmalı? Bunların bilincindeydim.
Ardından regl olmadan önce benimle regl konusunu konuşmuş, bunun doğal bir süreç olduğunu, korkmamam gerektiğini anlatmış ve pedin nasıl kullanılacağını bana tane tane açıklamıştı. Bence kız çocukları için en önemli konulardan birisi bu. Ben annem tarafından doğru bilgilendirimiş olmama rağmen ilk regl olduğumda şoka girmiş ve biraz korkmuştum. Bu konuda annem benden daha şansızmış çünkü bu doğal süreçten hiçbir şekilde haberi yokmuş ve vücudunda bir şeylerin ters gittiğini düşünerek büyük bir korku yaşamış. Neyse ki kendisine uygulanan çağ dışı sessizliği bana yapmadı ve beni büyük bir travmadan korudu. Sadece regl konusunda değil, cinsel hastalıklar ve korunma yöntemleri hakkında da benimle ilk konuşan annemdi. Bu da beni kulaktan dolma bilgilerden korumuş oldu.
Hangi Yaşta Ne Anlatılmalı?
Mottomuz çocukla cinsellik konuşulmaz değil her yaşa göre farklı konuşulur olmalı. Aşağıda genel izleyici kitlesi uyarıları tadında bir tablo göreceksiniz. Bu tabloya göre hangi yaşta hangi konuyu konuşmanız gerektiğini çözebilir, böylece bunu hem çocuğunuz hem de kendiniz için gerginlik yaratacak bir konu olmaktan çıkarabilirsiniz.
3-5 yaş: Vücut farkındalığı ve mahremiyet kavramı (örn: “Bedenim bana ait.”).
6-9 yaş: Basit biyolojik bilgiler, güvenlik (örn: İyi dokunuş/kötü dokunuş)
10-13 yaş: Ergenlik, beden değişimi, internet uyarıları
14+ yaş: Rıza, ilişki dinamikleri, cinsel kimlik ve yönelim konuşmaları
En Çok Yapılan Hatalar
Ülkemizde cinsellik konuşulmuyor, konuşulduğunda da yanlış konuşuluyor. Çocuğunuzla bu konuşmayı yaparken aşağıdaki davranışlara dikkat etmelisiniz.
-Konuyu ertelemek ya da geçiştirmek
-Aşırı bilimsel veya aşırı korkutucu anlatmak
-Utanmak = utandırmak hatasına düşmek
İşe Yarayan Yaklaşımlar
Cinselliği konuşurken çocuklarınıza açık ve destekleyici bir iletişim ortamı yaratmanız en sağlıklısı olacaktır.
-Sorulara açık olmak, duygusal değil doğal bir ton kullanmak
-Kitaplar, videolar, örnek senaryolar kullanmak
-“Bunu konuşabiliyor olmamız seninle aramızdaki güveni gösteriyor.” demek
Dijital Çağda Ekstra Dikkat
-Pornografi erişimi ve yanlış bilgiler
-Sosyal medya baskıları, body image sorunları
-Dijital mahremiyet konuşmaları (örn: sexting, fotoğraf paylaşımı)
Dijital mahremiyete ayrı bir yazı bile yazılabilir, o kadar ciddi bir konu. Sosyal medya kullanımının 10’lu yaşlara düşmesiyle birlikte çocukları dijital mahremiyet konusunda bilgilendirmek hayati bir önem taşır hale geldi.
Uzmanlar Ne Diyor?
Bu Konuşmayı Bir Kez Değil, Sürekli Yapmalıyız
Amerikalı eğitimci ve yazar Dr. Deborah Roffman’ın da dediği gibi “Cinsellik eğitimi tek seferlik bir konuşma değil, ömür boyu süren bir diyalogdur.” Ayrıca Roffman’a göre, “seks eğitimi” dediğimiz şeyin merkezinde güven, açıklık ve zamanlama yer almalı. Ebeveynlerin “anlatmak için doğru zamanı beklemesi” yerine, çocuğun doğal merakına yanıt vermesi gerekiyor.
Onları Yanlış Bilgilerden Sadece Siz Koruyabilirsiniz
Kanadalı Hemşire ve Cinsel Eğitim Uzmanı Meg Hickling şöyle diyor: “Çocuklarınızla cinsellik hakkında konuşmazsanız, biri konuşur ama doğruyu anlatacağının garantisi yoktur.” Hickling, çocukların gelişim dönemlerine uygun bilgiye ihtiyacı olduğunu, bunun da ebeveyn tarafından verilmesinin daha sağlıklı ve güvenli olduğunu savunuyor.
Çocuklarla cinselliği konuşma konusu UNESCO Uluslararası Rehberi’nde de yer alıyor. Bu rehber, dünya genelinde uygulanan cinsellik eğitim programlarının etkilerini inceleyerek, ebeveynlerin erken yaşlardan itibaren sürece dahil olması gerektiğini savunuyor.
UNESCO Uluslararası Rehberi: “Kapsamlı cinsellik eğitimi çocukları erken cinsel deneyime teşvik etmez. Aksine bu yaşın gecikmesini sağlar ve daha güvenli seçimler yapmalarına katkıda bulunur."